Bilecikte din görevlilerine "dini istismar eden terör örgütleriyle mücadele" semineri verildi.
DiN GöREVLiLERiNE "DiNi iSTiSMAR EDEN TERöR öRGüTLERiYLE MüCADELE" SEMiNERi VERiLDi.
DİN GÖREVLİLERİNE DİNİ İSTİSMAR EDEN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE SEMİNERİ VERİLDİ.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Din İstismarı İle Mücadele” programı Bilecik’te gerçekleşti.
Din istismarı ile mücadele ederek toplumu Kur’an ve sünnete dayalı sahih dini bilgi ile aydınlatmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığının 81 ilde düzenleyeceği “Din İstismarı İle Mücadele” semineri programı Bilecik Şeyh Edabalı Kültür ve Kongre Merkezi Konferans salonunda: İl Müftüsü Necati AKKUŞ, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Dr. Mustafa KAHRAMAN ve Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Kenen TUZCU, İl Müftülüğü personeli, İlçe Müftüleri, Vaizler, din görevlileri ve Kur’an Kursu Öreticilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Necati AKKUŞ, “Günümüzde dini istismar ederek gençleri tuzağa düşüren, güç devşirme ve ideolojik çıkar sağlama çabalarına, dini kötü emellerine alet eden terör örgütleriyle mücadele kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığımız yoğun bir çalışma yürütmektedir. Bu kapsamda ilimize teşrif eden kıymetli hocalarımız dini istismar eden terör örgütleri ile mücadele konusunda siz değerli görevlilerimize önemli bilgiler sunacaktır” dedi.
Başkanlığımızca hazırlanan Din İstismarı isimli sinevizyon gösterimi ile başlayan Din İstismarı İle Mücadele Programlarının İlk olarak konuşmasını gerçekleştiren Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Kenen TUZCU; 15 Temmuzda hayatını kaybedenlere Allah tan rahmet diliyorum. Tarih boyunca birçok kişi ve gurubun, dinin insanlar üzerindeki etkisinden faydalanarak çeşitli kazançlar elde etmeyi denediğini belirterek, “ Din istismarı konusu, bugün İslam ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine dönüştüğünü. Dini olduklarını ve İslam’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken FETÖ ve DEAŞ, gibi terör örgütleri, en büyük zararı Dinimize, Müslüman toplumlara, birlik ve beraberliğimize, geleceğimize ve gençlerimize vermiştir. FETÖ’nün dış yüzüyle dini bir hizmet faaliyeti gibi görünse de aslında gizli yüzü ile siyasi, ideolojik ve ekonomik hedefleri olan bir ‘menfaat şebekesi’, aynı zamanda 15 Temmuz’la hain karakteri gün yüzüne çıkmış olan bir ‘terör örgütü”, Fetöleşen yapılara karşı bizim bir şekilde sorumluluk almamız gerekir. Herhangi bir yapı FETÖ gibi yöntemlere başvuruyorsa ona göre de bizim bu toplumu uyarmak, önderlik etmek, sorumluluğumuzda vardır. Dolayısıyla gözümüzü açtığımızda karşı tarafta FETÖ ve FETÖ gibi olan bütün yapılara dikkat edelim. Diye aktardı.
Daha sonra söz alan Din İşleri Yüksük Kurulu Uzmanı Dr. Mustafa KAHRAMAN ise, DEAŞ nasıl ortaya çıktı? DEAŞ Amerika’nın Dünyada oluşturduğu ve oluşturmak istediği bir kısım yapılanmalarda, özellikle kendi hapishanelerindeki camileri Müslüman kılığına sokarak, ama en kötüsü de bizim yavrularımızı Dini kullanarak kendilerine köle etmesinden başka bir şey değildir. Diyerek özetledi.