Bingolde din istismarı seminerleri din görevlilerinin katılımıyla devam etti

Din istismarı Seminerleri Din Görevlilerinin Katılımıyla Devam Etti

Din İstismarı Seminerleri Din Görevlilerinin Katılımıyla Devam Etti

Din istismarı ile mücadele etmek ve bu konuda toplumu Kur’an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgi ile aydınlatmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilimizde gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantıları kapsamında Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde ‘Din İstismarı ile Mücadele’ konulu panel yapıldı.
              

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz hain darbe girişimi ile ilgili sinevizyon gösterimiyle ile devam etti.

Sinevizyon gösteriminin ardından açılış konuşması yapan İl Müftüsü Mecit CAN, ‘Öncelikle programa büyük bir teveccüh gösteren sevgili öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Ülkemizde, son zamanlarda dine dayandığını ifade eden örgütlerin baskısı altında bir takım sıkıntılar yaşandı. Milletimizin dinimiz ile ilgili sağlıklı bilgi edinme noktasında, Başkanlığımız sorumluluğunu yerine getirmek amacıyla tüm yurtta din istismarı ile ilgili Bilgilendirme toplantıları başlattı. İlimizde de öncelikle siz değerli öğrencilerimizden başlamak suretiyle bilgilendirme toplantılarımızı başlattık, programımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor hepinizi saygıyla selamlıyorum’ dedi.

Daha sonra selamlama konuşmasını yapan Valimiz Sayın Ali MANTI ise şunları söyledi: Öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz ve dünya genelinde böylesi güncel bir konuya değinerek bu programı yapan Diyanet İşlerine, il müftümüze ve ekibine teşekkür ediyorum. Hepimiz elhamdülillah inanıyor ve inanmanın gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Güzel bir ülkede yaşıyoruz; ciddi sayıda din görevlimiz mevcut. Bu bağlamda hafızlarımız, vaaz verenlerimiz ve manevi mesuliyetle dini temiz bir edayla söyleme kavuşturan görevlilerimiz vardır ve bunun yanında büyük bir dinleyici kitlemiz de mevcuttur. Ancak şuna da dikkat etmemiz gerekiyor ki; bizler dinlediklerimizi ve anladıklarımızı hayatlarımıza canlı olarak ne ölçüde intikal ettirebiliyoruz. İslam dini tüm insanlığa gelen bir dindir lakin İslam dininin yürütme organı Müslümanlardır. Biz inananlar olarak bu yürütme organını icra ederken ne kadar doğruyuz buna da dikkat etmemiz gerekmektedir. Din istismarı konusuna değindiğimizde gerek eski tarihlerde gerekse de günümüzde bunun yaşandığına şahit oluyor ve zaman zaman toplumun manevi duyguları istismar edilerek kendini yenileyen hareketler ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu doğrultuda ‘istismar sonucunda hayat bulan terör örgütlerinin varlığı karşısında millet olarak bizim asli görevlerimiz nelerdir ve hangi çözüm yolları kullanılarak devletimizin birliğini ve milletimizin bütünlüğünü tehdit niteliğindeki bu örgütleri yok edebiliriz’ bunları düşünmemiz gerekmektedir.

Bilindiği üzere ülkemiz çok kısa süre önce dini duyguları amaçlarına araç kılan FETÖ gibi bir örgütün ihanetiyle karşı karşıya gelmiş ve milletimizin onurlu mücadelesiyle bu ihanet geri püskürtmüştür. Allah böylesi ihanetler karşısında milletimizi korusun ve devletimizin gücüne güç katsın. Toplumda mevcut böylesi hareket ve oluşumları sosyolojik açıdan tedavi edebilmemiz için çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Kin, nefret ve düşmanlıktan öte bir ve beraber olmanın verdiği gerekleri yerine getirerek, devletimize sahip çıkmalı –ki ehil olmayan bu gibi insanlara aman vermeden de değerlerimizi hassasiyetle korumamız gerekmektedir. Toplumun sosyolojik yapısını tedavi edelim derken yeni travmalara, düşmanlıklara ve bölünmelere sebebiyet vermemeliyiz. Bu mevcut sorunlara bir cerrah titizliğinde yaklaşılmalı ve çözüm yollarını da bu şekilde dizayn etmek zorunluluğunu gütmeliyiz. Milletimiz tarihten bu yana adalet ülküsü ışığında vicdan ve merhameti göz önünde bulundurarak toplumdaki yaraları sarma gayreti içerisinde olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

Din görevlilerimizin toplum nazarında bir karşılığı vardır; bunu daha güçlü bir Türkiye yolunda ve bilinçli nesiller yetiştirmek için büyük bir özen ile değerlendirmeliyiz. Devlet ve millet olarak asli vazifemiz bir ve beraber olma duygusunu yeni nesillere aşılamak olmalıdır. Bizim temel dinamiklerimiz devletimiz, milletimiz, bayrağımız ve toprağımızdır; bu coğrafyada mazlum insanların yegâne son kale ve sığınılacak tek liman Türkiye’dir. Biz devlet ve millet olarak inancımız gereği bunu yapmaktayız ve yapmaya da devam edeceğiz.

Şöyle ki Hz. Ömer’in de dediği gibi ‘kardeşler arasında çıkan kavga, ormana düşmüş ateş gibidir.’ Bu bilinçle kardeşliğimizin daim olmasını yüce Allah’tan niyaz eder, hepinize sevgi ve saygılar sunarım.’

Moderatörlüğünü Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürümüz Sayın Haydar Bekiroğlu'nun yaptığı panel, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Program Geliştirme Daire Başkanı Sayın Osman ALPASLAN ve Ankara Yenimahalle Müftülüğü Uzman Vaizesi Sayın Münevver Serim GÜNGÖR'ün sunumlarıyla devam etti.


Bingöl Üniversitesi Recep Tayyip ERDOĞAN Kongre merkezinde gerçekleştirilen panele  Valimiz Sayın Ali MANTI’nın yanı sıra Bingöl Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Hasan ÇİFTCİ, İl Müftümüz sayın Mecit CAN, İlimiz genelinde çalışan personelimiz katıldı.


Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.