Cankiri'da Namaz Dinin Direği (makale)

namaz dinin direği (makale)

İbadet, bizi yaratan ve birçok lütufta bulunan Allah’a bir teşekkürdür. İnsan, iyiliklerini gördüğü kimselere karşı daima kendisini borçlu hisseder ve her vesile ile bu borcunu –gördüğü iyiliklere karşılık vermek suretiyle- ödemek ister ve bundan da haz duyar. Hâlbuki insanın bu konuda en çok minnet duyması gereken, hiç şüphe yok ki, Allah’tır. Çünkü insan, O yüce yaratıcının sayısız nimetlerine erişmiş olarak dünyaya gelmiştir. Allah onu en güzel surette yaratmış ve evrende olan her şeyi onun emrine vermiştir. Yeri ve gökleri ve bunlarda olan her şeyi insana hizmet için var etmiştir.

Allah’ın kendisine bu kadar nimet verdiği insan, O’na hamd etmek ve şükretmek durumundadır. İşte buna ibadet diyoruz. Evet, hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın, insanların ibadetine de ihtiyacı yoktur. Aksine buna muhtaç olan insandır. Çünkü ibadetler her şeyden önce insan hayatını disiplin altına alır. İnsanın belli zamanlarda yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetler, insanı başıboşluktan ve sorumsuzluktan kurtarır. Her işinde Allah’ın gözetim ve denetimini gönlünde duymasını sağlar. Sorumluluk duygusu böylece gelişen insanın toplum içindeki davranışları ve olaylar karşısındaki tavırları ölçülü olur. Diğer taraftan ibadetler, insanın ruhi ve manevi terbiyesine de hizmet eder. Başkalarına karşı kötü duygu ve düşüncelerden arınmasını sağlar. Başkalarıyla olan ilişkilerinde haksızlıklardan sakınmasına yardımcı olurlar. Bunun yanında ibadet, Allah’ın kullar üzerindeki hakkıdır.

İbadet, Allah’ın insanlar üzerindeki hakkı olduğu içindir ki, Allah’tan başkasına-kim olursa olsun-ibadet edilmez. Allah’tan başkasına ibadet etmek veya Allah’a yapılan ibadete başkasını ortak kılmak, en büyük günah sayılmış, bundan tevbe etmedikçe Allah’ın bu günahı bağışlamayacağı Kur’an’da bildirilmiştir. İbadetle, erginlik çağına gelmiş, aklı başında Müslüman olan kadın ve erkekler yükümlüdür. Bu yükümlülük ölünceye kadar devam eder. Kur’an bu durumu şöyle ifade eder: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (el-Hicr 15/99) Yüce Allah, insanı boş yere yaratmadığı gibi başıboş da bırakmamış, onu ibadet ile sorumlu tutmuştur. Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım (ez-Zâriyât 51/56) anlamındaki ayet, bu durumu ifade etmektedir.

İnsanın yaratılış gayesi olan ibadet görevini yerine getirebilmesi için, iman edip Allah'ın emir ve yasaklarına uyması, isyan etmemesi ve salih ameller işlemesi gerekir. Kişinin imandan sonra, en başta gelen ibadet görevi namazdır. Yüce Allah, ilk insan ve ilk peygamber Âdem (a.s.)'den itibaren bütün insanları namaz ibadeti ile sorumlu tutmuş ve bütün peygamberler, kavimlerine namaz kılmalarını emretmiştir. Yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz namaz üzerinde ısrarla durmuş, namazlarını kılanlara mükâfat, kılmayanlara ise ceza olduğunu bildirerek, beş vakit namazın kılınmasını ısrarla teşvik etmiş ve terkinden sakındırmışlardır. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:  “Namazları ve orta namazı aksatmadan kılın, huşû içinde Allah’ın huzurunda durun.” (el-Bakara 2/238)

Halil İbrahim TEKİN

İl Vaizi