Elazığ Müftülüğü, Camilerde Sabit Oturakların Kaldırılması Için Harekete Geçti
elazığ müftülüğü, camilerde sabit oturakların kaldırılması için harekete geçti
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 16. 12. 2019 tarihinde tüm il müftülüklerine gönderdiği genelge gereğince; “Camilerde Sabit Oturakların Kaldırılması” için harekete geçen Elazığ Müftülüğü çalışmalarını sürdürüyor.
Bu çerçevede bir basın toplantısı düzenleyen İl Müftüsü Yusuf Sarıkaya, konu ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirdi.
Basın toplantısında; “Ayakta veya yere oturarak namaz kılabileceği halde sandalyeye oturarak namaz kılanın namazı sahih değildir” diyen Müftü Sarıkaya; hasta ve engelli vatandaşların nasıl namaz kılacaklarına ilişkin de bilgiler verdi.
Yayımlanan genelge ve uygulamalar ile ilgili önemli bilgiler veren Müftü Sarıkaya’nın basın toplantısından satır başları:
SARIKAYA/ “Amacımız namaz kılan insanlara zorluk çıkarmak değildir!”
“Diyanet İşleri Başkanlığımızın 16. 12. 2019 tarihli genelgesi ile alakalı bir konuda halkımızı bilgilendirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. 2006 Başkanlık talimatı ve 2007 genelgesi ile birlikte 2010 Din İşleri Yüksek Kurulu kararında da bu konu gündeme getirilmiştir.
Konumuz camilerde tablolar ve sandalyeler meselesi. Biliyorsunuz medeniyetimize camiler şehirlerimizin merkezinde yer alır. Camiler sanat ve kültür değerlerimizin ve dini değerlerimizin başında gelir. Yeryüzünde ilk yapılan yerinde Kabe olduğunu düşündüğümüzde o kutsallık Adem Aleyhisselam'dan bugüne kadar gelmektedir. Camiler ibadethanelerimizdir ve buralarda namaz kılma şekilleri ve namazda yapacağımız hareketlerin şekilleri bellidir. Maalesef son zamanlarda camilerimizde ihtiyacı olan olmayan, az bir dizim ağrıyor, belim ağrıyor diyen herkesin altına birer sandalye, tabure, hatta bazı yerlerde çek-yat ve koltuklar koyarak namaza durduklarını görüyoruz.
Bu durum, medeniyetimizin en önemli kurumlarından olan camilerimizin siluetine uymamaktadır. Dolayısıyla Başkanlığımız bunların tamamının kaldırılması ile ilgili yeni bir genelge yayınladı. Özellikle şunu ifade etmek istiyorum, Elazığ’da dahil bazı yerlerde bu iş çığırından çıktı. Biliyorsunuz ben bu çalışmaya bir ay önceden başlatmıştım. Çünkü Camiler Cami olmaktan çıkıp şeklen başka din mensuplarının ibadethanelerine dönüşmeye başladı.
Zaman zaman bizi anlamayan, kendi kafasına göre hareket eden bazı kimselerin bu konuda zorluk çıkardığını biliyor ve görüyorum. Dolayısıyla bizim Elazığ’ın güzel insanlarına sözümüz şudur. Başkanlığımız ve onun temsilcisi olan Elazığ İl Müftülüğünün amacı namaz kılan insanlara zorluk çıkarmak değildir. Bizim bütün düşüncemiz kıldıkları namazın sıhhatinin sağlanması ile ilgili bir çabadır. Namazı kabul olmayacak şekillerde kılacak olurlarsa yarın bunun sorumluğunu biz taşımak istemiyoruz. Bazen diyorlar ki; “Sorumluluk bize ait!” Kusura bakmayın, biz İbrahim Milletinin, Muhammed Ümmetinin ve Anadolu insanının bir kurumuyuz. Bizim burada keyfi davrananlara müsaade etmemiz mümkün değildir.
Hasta ve engelli olanlara gelince, onlar için söylenecek söz şudur. Camilerimizdeki uygunsuz sandalye ve tabureleri kaldırmak için katlanabilir oturaklar olabilir ki bunları da kendileri getirip uygun bir yerde namazlarını kılacaklar. Camilerde sabit sıra, masa, sandalye, tabure, oturak… bunların hiçbiri kalmayacak.”
“Bu yanlış gidişata dur diyelim!”
Başkanlığın yayımladığı genelgenin fıkhî düşüncelerin sonucu olduğuna dikkat çeken Müftü Sarıkaya;
“Ben bu konuda ilk önce din görevlilerimize şunu söylemiştim. Siz hedef olmayın, ben Müftü olarak hedef olayım. Ama genelge geldikten sonra Din görevlerimizin tamamına talimatımız şudur. Cami cemaati ile hoş olmayan ikili diyaloğa girmeden ve Cami adabına uymayan birtakım sözlere fırsat vermeden hep birlikte bu yanlışa dur diyelim. Benim flaş cümlem bu. Hep birlikte, cami cemaati, imam, dernek bütün kardeşlerim bu yanlış gidişata dur diyelim” ifadelerine yer verdi.
“Batı zihniyetli kişiler başaramamıştı ama…”
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yaşanan tartışmaları hatırlatan Müftü Sarıkaya şöyle konuştu:
“Şunu ifade etmek işitiyorum, bu konuya dokunulmasaydı gerçekten camilerimiz silüetini tamamen kaybedecekti. Cumhuriyetin ilk döneminde batı zihniyetli kişiler tarafından camilere sıra masa koyalım diye Meclis’te tartışılmış ve büyük tepkilerle karşılaşılınca buna cesaret edilememişken, şimdi biz kendi kendimize camilerimize sıraları masaları sokmaya başladık. Bu doğru bir şey değil.
Bir örnek olsun diye anlatayım. İstanbul’da bir Camiye girdim, baktım çamdan sabit ve üzeri vernikli bir sırada oturuyorlar. Yanlarına gittim ve dedim ki; “Hayırdır şoförünüz nerede?” “Ne şoförü?” dediler. Dedim ki; “Sizin bu yaptığınız Topkapı ile Taşlıtarla arasındaki minibüslere dönmüş. Yani böyle bir şey olmaz ve biz buna dur demeliyiz.”
“İlk başaran ilin Elazığ olacağına inanıyorum!”
Başkanlık tarafından yayımlanan genelgenin kesinlikle yerine getirileceğinin altını çizen Müftü Sarıkaya, Elazığ insanına güvendiklerini belirterek şu ifadelere yer verdi;
“Türkiye genelinde bunu ilk başaran ilin Elazığ olacağına inanıyorum. Çünkü Elazığ insanı namazına, ibadetlerine, Milli ve Manevi değerlerine düşkün bir şehirdir. Bu şehir insanlarının Diyanet İşleri Başkanlığının ve Müftüsünün söylediği sözü dikkate alacağına inanıyorum. Şu anda başladık ve pek çok camide, din görevlilerimiz ve cemaatimiz bunu çözdüler.
Konunun en kısa bir süre içerisinde çözülmesini ve camilerimizin cami siluetine getirilmesini özellikle istirham ediyorum. Başkanlığımızın bu genelgesini kesinlikle yerine getireceğiz. Cami adabına uymayan tartışmalara ve didişmelere fırsat vermeden, suhuletle ve usulüne uygun bir tarzda inşallah en kısa sürede kaldırılacaktır.
Bu vesile ile sesimizi kamuoyuna duyurduğumuz için siz basın mensuplarına çok teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyorum.”
Elazığ İl Müftülüğü Haber Servisi 20 Aralık 2019