Erzincan Müftülüğü Dekan Alıcı Hafız öğrencilerle "kur'an, Ilim Ve Hikmet üzerine" Sohbet Etti…

dekan alıcı hafız öğrencilerle 'kur'an, ilim ve hikmet üzerine' sohbet etti…


06.08.2018 Dekan Alıcı Hafız Öğrencilerle “Kur’an, İlim ve Hikmet Üzerine” Sohbet Etti…

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Alıcı, Erzincan Müftülüğüne bağlı Dede Paşa Erkek Kur’an Kursunda hafız öğrencilerle buluştu.

Dekan Alıcı, öğrencilerle yaptığı sohbet toplantısında içlerindeki ilim ve hikmet sevdasını asla yitirmemelerini hayat boyu öğrenci kalmalarını tavsiye etti.

Alıcı, bu çağda her Müslümanın ilim talibi olmak, medeniyetimizi yaşamak ve yaşatmak, Kur’an ve sünnet düşmanlarına engel olmak gibi üç vazifesi olduğunu hatırlattı. Birinci olarak her daim irfan, ilim ve hikmetin talibi olmalarını ve kendilerini her yönden iyi yetiştirmelerini isteyen Alıcı, Müslümanların ilim ve hikmeti daima öğretmeyi emreden Kur’an-ı Kerim’in insana alak suresinde bilgiyi, kalemi asla ellerinden bırakmamalarını emrettiğini açıkladı. İlim ve hikmetin, hayal, umut ve ufuk vereceğini, hayali olanın manevi açıdan ölmeyeceğini, umudu olmayanın hayattan kam alamayacağını açıkladı.  Hayatın her anını Allah rızası için yaşamak gerektiğini, yemek içmek için değil yaşatma sevdasına gönül veren insanlar olmak gerektiğini ifade etti. Hayatı yemek içmek olarak anlayanlar için hayatın hızlı ve çabuk geçeceğini, onu anlamlandıranların ise dolu dolu ve bitmeyen bir ömre sahip olacaklarını söyledi.

Alıcı, İslam tarihi boyunca Kur’an ve sünnete dayalı olarak Müslümanların inşa ettikleri derin ve çok boyutlu irfana dayalı medeniyeti hem yaşamalarını hem de yeni nesillere ailelerine, yakın çevrelerine anlatmalarını, yabancıların kurdukları medeniyetlerden de haberdar olmalarını ama kendi öz kültür ve medeniyetlerini daima anlayarak yaşayarak öğretmelerini istedi.  Osmanlı ecdadımızın sokaktaki başıboş gezen kedi köpek için bile kadro tahsis edip maaş bağlayan vakıflar inşa ettiğini, Fransız asilzadelerin 18. Yüzyıla kadar saraylarında lavabo bulundurmadıklarını, taharet almayı bilmediğini, maddi temizlenmeyi bilmeyenlerin manevi necasetten de bihaber olacaklarını örneklerle açıkladı.

Alıcı son olarak, cihadın bir boyutu olan Kur’an ve sünnete karşı koyan, Allah, vatan, millet düşmanlarına karşı uyanık olmalarını ve bunların faaliyetlerini hikmete dayalı bir şekilde karşı koymaları konusunda nasihatlerde bulundu. Alıcı, Allah’ın bizzat “düşmanım” dediği şeytan ve firavun gibi düşmanlar yanında İslam’a, Müslümana düşman gözüyle bakanlar olarak İki türlü düşmanımız olduğunu anlattı.