Erzincan Müftülüğü ramazan'a girerken…
Ramazan'a Girerken…
Ramazan’a Girerken…
Rahmân ve Rahîm (olan) Allâh’ın Adıyla…
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakârâ, 185)
16 Mayıs 2018 Çarşamba / 1 Ramazan 1439 Ramazan ayının birinci gününü idrak edeceğiz. Salı gününün gecesi yani Ramazan arefesi gecesini de teravih namazlarımızı kılmaya başlayarak ve sahura kalkarak oruçlarımıza niyetleneceğiz.
Üç aylar diye adlandırdığımız Receple başlayıp Şabanla ve kandillerle devam eden gönlümüzün huzura erdiği manevi bir ortamdan geçerek rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazana erişmiş bulunuyoruz. Bundan dolayı Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Arapçada, kiri ve tozu silip süpüren yağmura “ramzâ” denilir. Bir görüşe göre, ramazan kelimesi de buradan alınmıştır. Çünkü Ramazan, yağmurun pisliği süpürdüğü gibi, insanın kötü huylarını, nefsâni arzularını ve günahlarını da silip süpürür. Bazı kimseler; “Ramazan, güneşin kavurucu sıcağından, taşların yanmasını anlatan “ramaz” kelimesinden türemiştir.” Der. O vakit Ramazan, dünyada iken kulun günahlarını yakan bir kor olur, günahlarından dolayı cehennem ateşinde yanmaması için…
Ramazan ayı, adını nereden alırsa alsın, kulun açlığını, susuzluğunu umursamayıp, nefsini sabırla tezkiye ve terbiye ettiği, rahmet selinin göklerden inerek bencillik, hırs ve açgözlülüğü silip süpürdüğü aydır. Ramazan, bereketi, ilâhi lütuf ve bağışlamanın adıdır.
Ramazan, ötelerden gelen tatlı bir esintidir. Ayrılırken, ardında rahmet, bereket ve kurtuluş esintileri bırakan bir rahmet rüzgârıdır o. Sabır ayı, sabır insanına dönüştürdüğü kula vedâ ederken sanki kulağına usulca fısıldar: “Sabredenlere ödülleri hesapsız verilecektir!” diye. (Zümer, 39/10)
Diğer aylara nazaran Ramazan ayı dini yaşantımız açısından ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü İslami yaşantımızda ilk kaynak olan Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim, bu ayda inmeye başlamış, âlemlere rahmet Sevgili Peygamberimiz nübüvvetle bu ayda şereflenmiş, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bu ay içerisinde vuku bulmuş ve yine İslâmın farzlarından olan oruç bu ayda farz kılınmıştır.
Hz. Peygamber (sav) diliyle “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan Ramazan-ı Şerifi, bu hadis ışığında yaşarsak hem dünyamız hem de ahiretimiz için daha kazançlı olacaktır.
Okunduğu zaman mümin yürekleri iliklerine kadar etkileyen rahmet kitabımız Kur’an-ı Kerim, Ramazanı şerifin bizlere yüce bir hediyesidir. Bir Ramazan günü Hira’da “Oku” emriyle inmeye başlayan Kerim Kitabımız, insanları doğru yola ileten bir hidayet rehberi ve rahmet vesilesidir. Hayatı anlamlı kılan bugünümüze ve yarınlarımıza dair umutlarımızı diri tutmamızı sağlayan hayat kitabımızdır Kur’an. Sözlerin en güzeli, yaratıcımızın en büyük hazinesi, en büyük ikramıdır biz kullarına Kur’an. İnsana Rabbini, kendisini ve çevresini tanıtan ilahi kılavuzdur. Kur’an müminin, varlığını ve yokluğunu, hüznünü ve mutluluğunu ibadete dönüştüren kulluk kitabıdır. Kur’an, rahmet yüklü mesajlarıyla insanı yüceltmiş, onu şereflendirmiştir. Allah nice millet ve toplumları bu Kerim Kitap’la aziz kılmıştır. Ona yönelen felah bulmuş ondan yüz çeviren hüsrana uğramıştır.
Yüce kitabımız Kur’an insanlık âlemini evrensel ilkelerle buluşturmuş, insanlığı yüksek değerlere kavuşturmuştur. Bu kitap ki inmeye başladığı andan itibaren, tüm insanlığı hakka, adalete, merhamete, ahlak ve fazilete çağırmıştır. Bize iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini hayır ile şerri birbirinden ayırmayı öğretmiştir.
Bu kitap ki aklımızı kalbimizle buluşturdu. Kalbimizi de aklımızla buluşturdu. Bu kitap ki ruhumuzu bedenimizle buluşturdu. Bizde bir tevhid oluşturdu ve bizi tevhide iman etmeye davet etti.
Kitabımız Kur’an-ı Kerim bize iyi bir kul olmayı öğretti. Bizim başıboş yaratılmadığımızı, sorumluluk sahibi mükerrem bir varlık olduğumuzu hatırlattı. Bize iyi bir evlat olmayı öğretti. Anne-babaya “öf” demek bile yok dedi. “Rahmet ve şefkat kanatlarını annenin, babanın üzerinden kaldıramazsın” dedi. Eli öpülesi büyüklerimize şefkat göstermeyi öğretti. Sonra iyi bir baba, iyi bir anne olmayı öğretti. İyi bir eş, iyi bir dost, iyi bir komşu hâsılı iyi bir insan olmayı öğretti. Yetim yürekleri sevindirmeyi, engelli kardeşlerimizin yüzünü güldürmeyi, gurbet hayatı yaşayan mülteci misafirlerimize sıla sıcaklığı hissettirebilmeyi öğretti.
Öyleyse geliniz rahmet, bereket ve mağfiret iklimi Kur’an ayında kalplerimizi, zihinlerimizi ve yaşantılarımızı Kur’an ile mamur kılalım. Gönüllerimizi bu yüce kitabın mesaj ve anlam dünyasından mahrum bırakmayalım. Resul-i Ekrem (s.a.s)’in “Kalbinde Kur’an’dan herhangi bir eser bulunmayan kimse tıpkı harabe bir eve benzer” şeklindeki uyarısını unutmayalım. Kur’an’ın hakikatler dünyasıyla tanışalım. Bu ayda dünya semasına inen Kur’an’ı tekrar gönül semalarımıza indirelim. Unutmayalım ki, bizler Kur’an-ı Kerim’e yöneldikçe o bize bütün kapılarını, ufuklarını cömertçe açacaktır. Bizi insana huzur ve mutluluk veren mana saraylarında ağırlayacaktır.
Rahmetiyle bütün insanlığı kuşatan mübarek Ramazan günlerinde dahi vicdanlarını kaybetmiş, değerlerini yitirmiş insanlık düşmanları tarafından, memleketimizin muhtelif şehirlerinde menfûr terör saldırılarında şehit olan güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kardeşlerimizin şehit olmasına ve yaralanmasına neden olan bu meş’ûm terör saldırılarını gerçekleştirenleri şiddetle lanetliyorum. Yüreklerimizi dağlayan bu elîm saldırılarda yakınlarını kaybeden kardeşlerimize ve milletimize sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum.
Rasulullah (s.a.v.) “Sözlerin en doğrusu, Allah’ın kelâmı; rehberliğin en güzeli ise Muhammed’in rehberliğidir.” Buyurur.
Ramazan, halis tövbe ve samimi dualarımızla günahlarımızdan arınma ayıdır. Oruç gibi bir nimetle, her gün belki de umursamadan israf ettiğimiz nimetlerin değerini yoksulluk içinde kıvranan insanları görünce bu haram fiilden vazgeçip bir lokma ekmeğin değer ve kadrini bu vesileyle anlarız. Aç kalmakla Allahın bize vermiş olduğu sayısız nimetlerin farkına varır ve daha dikkatli olmayı öğreniriz. Yine Ramazanda Teravih nimetiyle olmazsa olmazımız birlik ve kardeşliğimizi dil, ırk, mezhep farklılığı demeden perçinlemeyi öğreniriz. Yapılan mukabelelerle her zamankinden daha çok Allah’la beraber olmanın tadına varırız.
Orucu sadece yeme-içme-cinsel münasebetten uzak durmak olarak görmemeliyiz. Bilakis İmam Gazali Hazretlerinin dediği gibi “oruç, sadece mideyi aç bırakmak değildir, aksine oruç, dili yalandan, gözü haramdan uzak tutmak ve her türlü çirkin fiillerden uzak durmaktır.” İşte orucu bu mantıkla tutarsak oruç anlam ve önemini bu şekilde daha iyi kazanmış olur yoksa aksi bir mantıkla hareket edersek oruç, mideyi aç bırakmaktan ibaret olmuş olur.
Hz. Peygamber (sav)'in buyurduğu gibi “oruç kalkandır.” Bu kalkanı, İslam’ı daha iyi yaşamak ve Ramazan-ı Şerifi daha bereketli kılmak için kullanmalıyız. Nefsimizin telkin ettiği her türlü çirkinliği Oruç kalkanıyla savmalıyız. Rasûlullâh’ın emri gereği “biriniz oruçlu olduğunda çirkin söz söylemesin, kimseyle çekişmesin. Şayet birisi sataşırsa ben oruçluyum desin.” anlayışıyla ihya etmeliyiz.
Ramazan ayı bizler için resetlenme yani tüm günahlardan, fuhşiyattan ve her türlü kötü hal ve hareketten arınma ayıdır. Ramazan ayı ikram ve güler yüzle insanların gönlünü kazanma ayıdır. Ramazan kırgınlıklara küskünlüklere ve vurdumduymaz düşüncelere son verme ayıdır. Ramazan, her şeyden önemlisi ailemizle eş ve dostlarımızla mutluluğun ve manevi huzurun doruğuna ulaşma ayıdır. Vatan ve Milletimizin bekası için dua etme ve o yol üzere ilerlemeyi idrak etme ayıdır.
Bu vesileyle güzel ilimizin, ülkemizin ve İslam varlığının yaşadığı bütün gönül coğrafyamızın Ramazân-ı Şerif’ini tebrik eder ve tüm insanlık için huzur, barış ve esenlik getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ederim.
15.05.2018
Mahmut BEKTAŞ
Erzincan İl Müftü Vekili