Kocaeli'de 26.05.2024 Cuma Vaazı
26.05.2024 cuma vaazı
AİLEMİN İLETİŞİM DİLİ
Aile deyince…
Aile, bir toplumun en küçük ama en önemli unsurudur. Temelleri cennette atılan insanlık aleminin ilk kurumudur. Aile, kişiliğimizin, inancımızın ve yaşam tarzımızın şekillendiği bir eğitim yuvasıdır.
“Aile olmak”, Rabbimizin beyanıyla “birbirine elbise olmaktır.” (Bakara, 2/187)
…اُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ اِلٰى نِسَآئِكُمْۜ هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ
Elbise örter, Elbise korur, Elbise güzelleştirir,
Peki, iletişim nedir?
İletişim, iki canlı arasında bir bilgiyi, sevgiyi veya nefreti aktarma ve muhatabı anlama sürecidir. Kimi zaman sözlü olur; konuşarak, söyleşerek, hasbıhal ederek ya da bağrışarak... Kimi zaman da sözsüz olur; bir duruşla, bir bakışla, bir gülümseme ya da bir kaş çatışla...
Sesimiz çıkmasa da beden dilimizle iletişim kurabilir, çevremizdekilere olumlu ya da olumsuz, sözlü ya da sözsüz yüzlerce mesaj veririz.
Aile içi iletişim ne demektir?
Aile içinde büyük-küçük, kadın-erkek, genç-yaşlı herkesin birbiriyle kurduğu bağ ve bu bağ aracılığıyla gönderdiği mesajlardır.
Aile içinde sağlıklı bir iletişim tarzı varsa, aile fertleri birbirlerini incitmeden istek ve ihtiyaçlarını iletebilir ve bunlara kavuşabilir.
Sağlıklı bir iletişim dilinin kullanıldığı ailede, herkes birbirinin varlığına saygı duyar.
Aile içi iletişim, öncelikle “dil” demektir; dili doğru kullanıp mendile ihtiyaç bırakmamaktır.
Yüce Allah, “Kullarıma söyle en güzel şekilde konuşsunlar. Yoksa şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır” buyurur. (İsrâ, 17/53)
وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْزَغُ بَيْنَهُمْۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلْاِنْسَانِ عَدُوًّا مُب۪ينًا
Ağzımızdan çıkana dikkat etmemizi ister ve her sözümüzün kayıt altına alındığını hatırlatır. (Kâf, 50/18)
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ
Ayrıca huzurlu bir aile, hiçbir sorunla ve sıkıntıyla karşı karşıya gelmeyen, hiçbir tartışmaya ve gerilime sahne olmayan aile demek değildir.
Huzurlu aile, sağlıklı bir iletişim kurarak sorunları ve sıkıntıları insanca çözebilen aile demektir.
Peygamberimiz şöyle buyurur: “Mümin cana yakın kimsedir. İnsanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (İbn Hanbel, II, 400)
GÖNÜL DİLİ
Kur’an, ailenin temeline meveddet ve rahmet kelimelerini yerleştirir. (Rûm, 30/21) Meveddet; sevgidir, muhabbettir, aşktır. Rahmet ise merhamettir, şefkattir, nezakettir. Başından sonuna meveddeti yani gönlündeki sevgiyi seslendirebilmek ve en zor anlarda kalbindeki rahmetin sıcaklığını hissettirebilmek, gönül dilinin hâkim kılınmasına bağlıdır.
Gönül dilinin aile içinde nasıl kullanılacağını Peygamberimizden öğreniriz. “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en iyi olanınızdır. Ben de, ailesine karşı en iyi olanınızım!” (Tirmizî, Menâkıb, 63) diyen Rahmet Peygamberinin dilinden asla hakaret, küfür, beddua, lânet gibi kelime ve sözler dökülmezdi.
İfk olayında, yani Âişe annemize iftira atıldığında Peygamberimizin takındığı tavırda gönül dilini buluruz. Hanımının en zor ve sıkıntılı anında sabırla ve metanetle hareket eden, onunla iletişimi kesmeyen bir Peygamber, bize bu dilin en güzel örneğini sunar.
Etrafındaki çocuklara “Yavrum” ya da “Evlâdım” diyerek söze başlayan, hizmetine koşturan küçük Medineliye “Enesçik” diye seslenen bir Peygamber… Tıpkı bilge bir kişi olan Lokman’ın (as), evladına “Yavrucuğum” diye seslenmesi (Lokman, 31/13-19), atamız İbrahim’in (as) ise bir evlat olarak babasına “Babacığım” diye hitap etmesi gibi… (Meryem, 19/42-48)
Gönül dilinin yer ettiği bir ailede; Rahmet konuşur şiddet susar. Sevgi konuşur nefret susar. Bilek gücü değil yürek gücü konuşur. Bazen sevdiğimize, sevgimizi neden söylemediğimize çok pişman olabiliriz.
DEĞER DİLİ
Aile hem bir değerdir hem de değerin öğrenildiği kaynaktır. O halde değer dilini kullanmada, övgü ifadelerinde en cömert davranacağımız yer ailemizdir. Kişi kendisini ancak değerli gördüğü ve takdir edildiği yere ait hisseder. Fikirleri küçümseniyor, sözleri ve davranışları değersiz görülüyorsa, o ortamdan uzaklaşmak ister.
Peygamber ailesinde ise bu değer ve takdir dili karşılıklıdır : Hz. Hatice annemiz Efendimize değer verdi, En zor anlarında yanında oldu, peygamberimiz de eşi Hz. Hatice’yi, “kadınların en değerlilerinden biri” olarak methetmiştir. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 20)
Vahyin geldiği ilk anlarda şaşıran ve korkan Peygamberimizi Hz. Hatice şu eşsiz cümlelerle destekler: “Korkma, Allah’a yemin ederim ki, O seni hiçbir zaman utandırmaz. Çünkü sen akrabalarını gözetir, doğru konuşursun. Güçsüzlerin sıkıntılarını yüklenir, fakirin ihtiyacını karşılarsın. Misafire ikramda bulunur, musibete uğrayana yardım edersin.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1)
“Fâtıma benim bir parçamdır, onu üzen beni de üzer.” (Buhârî, Nikâh, 109) diyen bir Peygamber örnekliğinde, babasının yanında çocuğun nasıl bir değere dönüştüğüne şahit oluruz. Peygamberimiz vefat ettiğinde“Rabbinin davetine icabet eden babacığım, Firdevs cennetine göç eden babacığım, Cebrail’e emanet ettiğimiz babacığım…” diye acısını dillendiren Hz. Fâtıma ise (Buhârî, Megâzî, 83) bir çocuğun gözünde babanın değerini bize öğretir.
Değer dilinin hâkim olduğu bir ailede; “Sen” diye dışlama değil, “biz” diye kuşatma ve kucaklaşma vardır. Erkek-kız ayrımı gibi yüz kızartıcı bir suç hayat bulamaz. Herkes güzeldir, güzel görür, güzeli görür ve güzelleştirir.
3.TEŞEKKÜR DİLİ
“İnsanlara teşekkür etmeyi bilmeyen Allah’a da şükretmeyi bilmez”. (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)
Bir teşekkürü bile çok görmek belki de cimriliğin son noktasıdır!
Teşekkür dilinin yerleşmesi için; olmayanın hasretini çekmek yerine, olanın hazzını yaşayabilmektir.
“Sirkeden başka katık yok” diyen Âişe annemize “Sirke ne güzel bir katıktır!” diyen Peygamber Efendimiz gibi. (Müslim, Eşribe, 166) Şükretmek….diğer tarafta ise yemeğin tuzu az oldu diye sofrayı devirmek…yemek çak sıcak oldu diye kavga çıkarmak…?
Peki, insanlar arasında
teşekkürü en çok kim hak eder?
Ana babamız hemen başta yerini alır. Çünkü onlar bizim başımızın tacıdır. Eşimiz geliverir ardından. Çünkü o, başucumuzdadır bir ömür. Ve çocuklarımız. Çünkü velinimetimiz ve geleceğimizdir onlar.
Teşekkür dili varsa bir ailede; Yokluk değil bolluk vardır. Burukluk değil mutluluk vardır.
ÖZÜR DİLİ
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّٰهُ النَّاسَ بِمَا كَسَبُوا مَا تَرَكَ عَلٰى ظَهْرِهَا مِنْ دَآبَّةٍ وَلٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ اِلٰىٓ اَجَلٍ مُسَمًّىۚ فَاِذَا جَآءَ اَجَلُهُمْ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِعِبَادِه۪ بَص۪يرًا
“Eğer Allah işledikleri hatalardan dolayı insanları hemen cezalandırsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı.” (Fâtır, 35/45)
İnsanın bu noktada sorumluluğu nedir o halde?
“Cahilce girdiği günah bataklığından yol yakınken dönmek.” (Nisâ, 4/17)
Bir ailede özür dili hâkimse; Ayıplarla ve kayıplarla uğraşılmaz. Gaflar affedilir.
Özür dilemek,dileyebilmek de bir nimettir. Bazen özür dilemeye fırsatımız olmaz. ( kurabiye hırsızı gibi…)
DUA DİLİ
رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَآءِ
İbrahim (as) “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” diye niyaz eder . (İbrahim 14/40)
Zekeriyya (as) tertemiz bir nesil talebiyle dua eder Allah’a. (Âl-i İmrân, 3/38)
هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُۚ قَالَ رَبِّ هَبْ ل۪ي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةًۚ اِنَّكَ سَم۪يعُ الدُّعَآءِ
“Orada Zekeriya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin dedi.
وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا
“ Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkân, 25/74) diyenlerdir.
Dua için özel bir günü ve anı beklemeye gerek yoktur.
Bir yemek sofrasında, yatmadan önce, evden çıkarken, çocuğumuzu, eşimizi uğurlarken hep dua diliyle konuşmalıyız. Peygamberimiz (sav), yolculuğa çıkarken ettiği duasında ailesi için şu temennide bulunur: “Allah’ım! Ailemin yanına kötü bir halde dönmekten veya döndüğümde ailemi kötü bir durumda bulmaktan sana sığınırım.” (Müslim, Hac, 425)
Ailemizde mutluluk ve huzur zamanlarında olduğu gibi, öfke ve hüzün zamanlarında da dua dili devreye girmelidir. Dilimize dolanan bedduanın başımıza bela olarak dolanabileceğini hiç unutmamak gerekir.
Peygamberimiz şöyle buyurur: “Kendinize, çocuklarınıza, hizmetçilerinize ve mallarınıza beddua etmeyin. Olur ki, Allah Teâlâ’dan istenilenlerin geri çevrilmediği bir zamana rastlarsınız da Allah dilediğinizi kabul ediverir.” (Ebû Dâvûd, Tefrîu ebvâbi’l-vitr, 27)
Dua dilinin yer ettiği yuvalarda; Beddua değil hep dua vardır. Lanet değil davet vardır. Yakınma değil yalvarma vardır. Duanın eksik olmadığı yuvalarda Allah’ın kesintisiz rahmeti vardır.
SÜKÛT DİLİ
Ailede sağlıklı bir iletişim için önceki beş dilin kullanılamadığı anlarda, sükût dili konuşmaya başlamalıdır. Tıpkı Peygamberimizin tavsiyesinde olduğu gibi: “Allah’a ve âhiret gününe inanan kişi, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb, 31)
Kur’an’da, aile içinde sorunlar konuşarak çözülemediği durumlarda, aklı başında akrabaların arabulucu olarak soruna el atmaları tavsiye edilir. (Nisâ, 4/35) Dolayısıyla bir sorun hakkında konuşamıyorsak, susup konuşabileceğimiz ortamı kollamalı ya da bizim adımıza konuşabilecek olanları bulmalıyız.
وَاِنْ خِفْتُمْ شِقَاقَ بَيْنِهِمَا فَابْعَثُوا حَكَمًا مِنْ اَهْلِه۪ وَحَكَمًا مِنْ اَهْلِهَاۚ اِنْ يُر۪يدَآ اِصْلَاحًا يُوَفِّقِ اللّٰهُ بَيْنَهُمَاۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يمًا خَب۪يرًا
“ Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır. Şüphesiz, Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdardır.” (Nisâ, 4/35)
Ailemizde kusursuz bir dil geliştirmek istiyorsak; Köklü iletişim için GÖNÜL DİLİ, DEĞER DİLİ, TEŞEKKÜR DİLİ, ÖZÜR DİLİ, DUA DİLİ gereklidir. Her şeye rağmen iletişim için SÜKÛT DİLİ
Allah’ım!
Yuvamızda gönlümüzün güzellikleriyle konuşabilmeyi lütfeyle.
Birbirimizin değerine leke sürmekten bizi ve dilimizi koru.
Sahibimize şükretme, sahip olduklarımıza da teşekkür etme bilinci ver.
Özür dileme özürlüsü olmaktan hepimizi muhafaza eyle.
Duanın evimizi ve dilimizi mesken tutmasını nasip eyle.
İnsanca konuşamadığımız anlarda usulca susabilme şuuru ver.
Âmin!
Derleyen : Selim AL / Derince Vaizi