Tekirdag Müftülüğü mutlu ve huzurlu bir bayram için gerekli olan ilkeler

MUTLU VE HUZURLU BiR BAYRAM içiN GEREKLi OLAN iLKELER

MUTLU VE HUZURLU BİR BAYRAM İÇİN GEREKLİ OLAN İLKELER

İbadetlerimizle maneviyatımızı zenginleştirdiğimiz, oruçlarımızla maddi ve manevi sıhhate kavuştuğumuz, teravihlerimizle namazlarımıza daha farklı bir boyut kattığımız, mukabelelerimizle gönlümüzü sükûnete erdirdiğimiz, ihtiyaç sahiplerine zekâtlarımızı ve fıtır sadakalarımızı ulaştırmakla kardeşlerimizin sıkıntısına derman olmaya çalıştığımız[1],  Peygamberimizin ifadesiyle, “evveli rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden kurtuluş”[2] ayı, Ramazan-ı Şerif’in sonuna geldik. Bu ayda gönüllerimizi arındırmak suretiyle Allah’ın rahmetine ve merhametine nail olduk. Bu sayede inşallah Cehennem’ den kurtuluşumuzu gerçekleştirdik. Böyle bir mübarek ayın feyiz ve bereketiyle hayat bulduktan sonra Rabbimizin müminlere ikramı olan Ramazan bayramına ulaştık.

Bayram günleri, neşe, sevinç ve huzur günleridir. Ramazan ve Kurban bayramı olmak üzere iki dini bayramımız vardır. Bu bayramlardan ilki olan Ramazan bayramına ulaşmanın sevincini ve huzurunu yaşamaktayız. Allah’ın; “Sen Allah’tan razı, Allah da senden hoşnut olarak rabbine dön. Böylece has kullarımın arasına sen de katıl ve Cennetime gir!” [3] emrine muhatap olmak ise biz Müslümanlar için en büyük bayram olacaktır.

İnsanların dünya ve ahiret mutluluğu için Allah’ın koyduğu ana ilkeler vardır. Bu ilkelerin en önemlisi sadece Allah’a kul olmak, ona hiçbir şeyi eş ve ortak koşmadan emrine uyarak yaşamaktır. Allah’a kul olmanın, birliği tesis etmenin ve huzurlu bir toplumu oluşturmanın ana unsurlarından bazıları ise; ana-babaya, yakınlara, yetimlere, çaresizlere, yakın ve uzak komşuya, arkadaşa, yolcuya ve elimizin altında bulunanlara iyilik etmektir [4]. Gerçek bayramı tadabilmek için ise, mutlak manada bu ilkelere uymak gerekir.

Paylaşmaya çalıştığımız bu kısa bilgiler ışığında mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmemiz için gerekli olan hususları şu başlıklar altında zikredebiliriz:

*Bayramlar birlik ve beraberliğimizin pekiştiği günlerdir. Bu sebeple birlik ve beraberliğimizi diri tutmalı, bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.

*Fakirleri unutmamalı ve bayrama ihtiyaçları karşılanmış olarak girmeleri sağlanmalıdır.

*Anne-babamız başta olmak üzere akrabalarımızı, komşularımızı, apartman sakinlerini ziyaret etmeli, birbirimizin hayır duasını almaya özen göstermeliyiz. Bayramlar mutluluğu paylaşma zamanıdır. Bayramlar hayatı paylaşabilmektir. Bu sebeple ailelerimizi ziyaret etmeliyiz.

*Bayram sabahına kadar vermemiz gereken fıtır sadakalarımızı fakirlere ulaştırmalıyız. İhtiyaç sahibi bir kardeşimizin evinde yaşanacak bayram sevincine sebep olmak mutlulukların en büyüğüdür.

*Bayramlar birbirimize sırt dönme değil, birbirimize muhabbetle sarılma zamanlarıdır. Bayramlar soğuklukların giderilmesi için bir fırsattır. Bu fırsatlar iyi değerlendirilmelidir. Küs olduğumuz insanlar varsa bu bayramlar bizim bir araya gelmemize vesile olmalıdır. Bir Mümine kardeşiyle üç günden fazla küs durması helal değildir.

*Bu bayramda çocuklarımızın gönüllerini almalıyız.

*Hastalarımızı unutmamalı, onları ziyaret etmeli dualarına ortak olmalıyız .

*Ahirete göç edenleri rahmet ile anmalı ve kabirlerini ziyaret etmeliyiz.

*Kimsesizleri, yaşlılarımızı ve yuvalarda kalan çocuklarımızı ziyaret etmekle onların da bayram sevincine ortak olmalıyız.

*Bayramlar duaların kabul olduğu günlerdir. Birbirimize bol bol dua etmeliyiz.

*Şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle anmalı ve onların ailelerini ziyaret ederek gönüllerini hoş etmeliyiz.

Tüm Tekirdağ halkımızın Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum.

İsmail İPEK

Tekirdağ İl Müftüsü

 

[1] Ahmet Ünal, “Ramazan Bayramı, Bayramlarımızın Birlik ve Beraberliğimize Katkısı”

[2] İbn-i Huzeyme, Sahîh, III, 191; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/223; el-Hindi, Kenzu'l-Ummal, 8/477

[3] Fecr Suresi, 89/28-29

[4] Nisa Suresi, 4/36