Müftü Yalçınkaya’dan Kurban Bayramı Mesajı.
Hac görevi münasebetiyle kutsal topraklarda bulunan İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya, Kurban Bayramı dolayısı ile bir mesaj yayınladı.
Müftü Yalçınkaya, mesajında şu ifadelere yer verdi;
“Sonsuz şükürler olsun Yüce Rabbimize ki bugün, dînî bayramlarımızdan Kurban Bayramını idrak etmenin sevinci ve mutluluğu içindeyiz. Bembeyaz ihramlar içinde Arafat’ta bütün günahlarını döküp, coşkuyla şeytanı taşlayan hacıların tekbirlerine ortak olarak
اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ
diyerek Hakka teslimiyetimizi tüm kainata ilan ediyoruz.
Allah’a teslimiyetin sembolü, O’na itaat ve sadakatin en somut tezahürü olan kurban, bizleri Rabbimize yakınlaştıracak ve iyiliğe ulaştıracak müstesna bir ibadettir. Kurban Bayramı ise bu ibadetimizin kabulü için duyduğumuz arzunun ve Cenab-ı Mevla’ya kurbiyetimize dair beslediğimiz umudun bayramıdır.
Bizlere böyle bir bayram sevinci lütfeden Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun.
Neşe ve coşku günleri olan Kurban Bayramına hep birlikte bir kez daha ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kurban Bayramı, bizlere her yıl İslâm’ın beş temel ibadetinden biri olan haccı getirir. Rabbimize yakınlaşma vesilesi olan kurban ibadetini takdim eder. Bu bayram, bizlere Hz. İbrahim’in sadakatini, Hz. İsmail’in teslimiyetini yeniden hatırlatır. Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)’in vefasını, mümince duruşunu ve örnek bir insan oluşunu bir kez daha gözlerimizin önüne getirir.
Bugünlerde milyonlarca kardeşimiz hac ibadeti için, Arafat’a oradan da Beytullah’a akın ettiler. Rabbimizle olan iman misaklarını yenilediler. Hata ve günahlardan arınmayı ifade eden bembeyaz ihramlarıyla, Allah’tan (c.c.) başka hiçbir sığınağın olmadığını ikrar ediyorlar. Dünyanın dört bir yanından Kabe’ye gelen kardeşlerimizin duaları aynı duygularla birleşiyor. Yürekten söylenen “Lebbeyk” sadaları gök kubbeyi inletiyor. Hacdaki kardeşlerimiz, haccın her bir aşamasında dünyevi arzu ve isteklerin esiri olmamak gerektiğini, kurtuluşun ancak takvada olduğunu ifade ediyorlar.
Kurban bayramı, huzurun, esenliğin, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin bayramıdır. Her türlü farklılığı bir kenara bırakıp kesrette vahdete ulaşanların, kendini ve Rabbini bilenlerin bayramıdır. Bu bayram, zihinlerini kötülüklerden arındıranların, gönüllerini manevi kirlerden temizleyenlerin, günahlardan uzak duranların bayramıdır. Bu bayram, hiçbir canlıyı incitmeyenlerin ve çevresine güven verme gayretinde olanların bayramıdır. Bu bayram, değerlerimizi yaşatanların; yetime, yoksula, yalnıza, kimsesize yaklaşanların, çaresizlere çare olanların bayramıdır.
Bayramlar, Rabbimize ve birbirimize daha çok yakınlaşmamız gereken zamanlardır. Bayramlar, birlik ve beraberlik duygularının, paylaşma ve infakın zirveye çıktığı günlerdir. Bayramlar, kâh sevinç, kâh hüzünle akıp giden hayat yolculuğumuzda her şeyin bir imtihan olduğu bilincini yeniden hatırlama günleridir.
Öyleyse geliniz! Bayramda anne-babamızın, eş ve çocuklarımızın, kardeşlerimiz ve komşularımızın yüzünü güldürelim. Yalnızlara, kimsesizlere, yoksullara, boynu büküklere ve yaşlılara bayram sevinci götürelim. Kırılan kalpleri, yıkılan gönülleri, bayramın bereketi ve güzellikleriyle mamur edelim. Kardeşliğimize ve bayram sevincimize gölge düşüren dargınlıklara, küskünlüklere ve çekişmelere bugün bir son verelim.
Unutmayalım ki; sunduğumuz her bayram hediyesi, bizi Rabbimizin rızasına ulaştıracaktır. Birbirimize sunabileceğimiz en güzel bayram hediyesi ise kalbimizin derinliklerinden gelen selam, içten dualarımız, tebessüm ve ziyaretlerimiz olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, vahyin şehri Mekke’den, Arafat’ta vakfeye duran bütün hacılarımızın, aziz milletimizin ve yeryüzündeki bütün Müslüman kardeşlerimizin mübarek Kurban Bayramı’nı yürekten tebrik ediyor; bu rahmet günlerinin ruhlarımıza dirlik, kalplerimize huzur, hanelerimize bereket, ülkemize ve İslâm âlemine hayırlar getirerek insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.”