İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât, hicretin 2. yılında Medine’de farz kılınmıştır. Bir kimseye zekâtın farz olması için o kimsenin Müslüman, akıl sağlığı yerinde, ergenlik çağına gelmiş ve hür olması (Kâsânî, Bedâî’, 2/4-5), bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı nitelikte “nisap miktarı” mala sahip olması gerekir. Yüce Allah Kuran-ı Kerimde “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 2/43) buyurmuştur.
Peygamberimiz (s.a.s.) ise, “İslâm beş esas üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilâh bulunmadığına, Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak” buyurmuş ve zekât ibadetinin önemini vurgulamıştır. (Buhârî, İman, 8)
Namaz ve oruç gibi bedenle yapılan ibadetler, Allah’ın bizlere vermiş olduğu ömür ve sağlık gibi nimetlerin şükrü; zekât ve sadaka-i fıtır gibi malî ibadetler ise mal nimetinin şükrüdür. Zekât vermek, takva sahibi Müminlerin vasıflarındandır. Zekât, geçici olan malı, kalıcı yapmanın en güzel yoludur. Kişinin dünyada elde ettiği malların tamamı, ya harcanarak tükenecek veya mirasçılarına kalacaktır. Yalnız Allah’ın yolunda harcadıkları zayi olmayacak; bu dünyada kalmayıp ebedî olacaktır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bu gerçeği şöyle vurgulamıştır: “İnsanoğlu ‘malım, malım’ der durur. Hâlbuki senin malın; sadece yiyip tükettiğin veya giyip eskittiğin, ya da sadaka olarak verip kalıcı yaptığındır”. (Tirmizî, Tefsiru'l-Kur'an, 447)
Hz. Peygamber, muhtaçlara yardım etmenin mükâfatının büyüklüğünü haber verdiği bir hadislerinde; “Bir kişi temiz (helâl) olan malından sadaka verirse –Allah, sadece temizi kabul eder- bir tek hurma bile olsa Rahman onu sağ eline alır ve sizin bir buzağıyı veya tayı büyüttüğünüz gibi onu, dağdan daha büyük oluncaya kadar büyütür” buyurmaktadır.( Müslim, Zekât, 63)
Zekât ibadetinin insani hedefleri, üstün ahlâkî değerleri ve toplum için ekonomik gayeleri vardır. Kur’an-ı Kerim’de; “Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir. Allah işitendir, bilendir” (Tevbe, 9/103) buyrulmaktadır. Ayette geçen temizliğin; bireysel arınma, toplumsal arınma ve malın temizlenmesi şeklinde üç boyutu vardır. Zekât, kişisel arınmaya vesile olmasının yanında, toplumsal arınmaya ve sosyal bünyenin sağlıklı bir şekilde gelişmesine de hizmet eder.
Toplumsal hayatın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için; toplumsal dengenin ve barışın sağlanması, toplumu oluşturan bireylerin arasında gerilime yol açabilecek sebeplerin ortadan kaldırılması gerekir. Bundan dolayı İslâm dini, servetin toplumun bir kesiminin elinde dolaşan bir meta olmaması gerektiğini vurgulamıştır. Haşr sûresinde; “Allah’ın, memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ve güç hâline gelmesin diye Allah böyle hükmetmiştir.” (Haşr, 59/7) buyurularak bu hedef ifade edilmiştir.
Bu bağlamda zekât, serveti sadece zenginlerin elindeki bir güç olmaktan çıkarıp fakir ve muhtaçların da faydasına sunmakta; zengin ve fakir arasında bir köprü oluşturmaktadır. Dolayısıyla zekât ibadeti İslâm’daki sosyal dayanışmada önemli bir rol üstlenmektedir. Toplumun zayıf kesimleri olan; ihtiyaç sahipleri, fakirler, yetimler, miskinler, borçlular, yolda kalmışlar zekât vasıtasıyla gözetilmektedir.
Zekât; malı fakirin hakkından temizleyen, manevi olarak koruma altına alan, geçici malımızı ebedileştiren, gönülden verildiğinde Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya vesile olan ve toplumun maddi açıdan güçlü ve zayıf kesimleri arasında köprü oluşturarak toplumsal gerilimi azaltıp huzur ve barış ortamı oluşturan mali ibadetlerin başında gelmektedir.
Türkiye Diyanet Vakfı, başta ülkemiz olmak üzere 149 ülkede faaliyet göstermekte ve zekât, fitre ve yardımlarınızı ihtiyaç sahiplerine güvenle ulaştırmaktadır. Yardımlaşma ve paylaşma ayı olan Ramazan ayında, zekât ve fitrelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak isteyen hayırsever vatandaşlarımız, https://bagis.tdv.org adresinden bağış yapabilecekleri gibi cami görevlilerimize ve İl Müftülüğümüze müracaat ederek TDV Çankırı Şubemize zekât, fitre ve yardımlarını verebilirler.
Yusuf AYDOĞAN
İl Vaizi