Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doktoru Cevdet Erdöl, bir gazetede yazdığı köşe yazısında “Çağın vebasına çağın fetvası!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Erdöl’ün o yazısı,
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ‘nün Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin de dâhil olduğu Avrupa Bölgesi’nde yaşayan 900 milyonluk nüfusu kapsayan sağlık raporu açıklandı.
Sigara, alkol ve obezitenin Avrupalıların en büyük sorunları olduğu belirtilen raporda Türkiye en az alkol tüketen ülkeler arasında yer aldı. Rapora göre, Türkiye’nin de içinde bulunduğu en az alkol tüketen sondan 50 ülkenin 33’ü Müslüman ülkelerden oluşmaktadır. Son 50’de yer alan 17 ülkenin, 5’inde de Müslümanlığın ikinci ağırlıklı din olduğu dikkat çekmektedir.
Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde alkol tüketim oranlarının düşük olmasının en önemli nedeninin dini ve sosyı-kültürel etkiler olduğunu göstermesi bakımından bu raporu çok kıymetli buluyorum.
Aynı raporda alkol tüketiminde son sıralarda olan ülkemiz, %31,6’lık sigara kullanım oranı ile maalesef dünyada en çok sigara içilen ülkeler arasında yer almaktadır.
Alkolün haramlığı konusunda çok net duruş sergileyen din adamlarımızın en az alkol kadar tehlikeli ve bazı yönleriyle daha zararlı olan sigara hakkında fikir birliğine varamamaları nedeniyle bu tabloyla karşı karşıya olduğumuzu düşünmekteyim.
Bedene, akla, mala, topluma ve dine zararlı olan her şeyi yasaklayan bir dinin mensupları olmamıza rağmen din adamlarımız her yıl dünyada 7 milyon, ülkemizde 115 bin kişinin ölüm nedeni olan, malımıza, canımıza ve doğamıza kasteden sigara hakkında kesin bir hükümde ittifak edememişlerdir.
17 yüzyıldan günümüze kimi din adamı haram, kimisi mekruh, kimisi mubah kabul ederken bazıları da sessizliği tercih etmiştir.
Sigaranın dini hükmü hakkında geçtiğimiz günlerde alışkın olmadığımız çok önemli bir açıklamaya tanık olduk.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bu yıl hac ve umre organizasyonlarında sigara kullanmayan din görevlilerini tercih edeceklerini, daha sonraki yıllarda din görevliliği sınavlarında, sigara kullananların tercih edilmeyeceğini hatta sonraki aşamalarda sigara kullananların sınava dahi giremeyeceklerini söyledi.
Açıklamasının devamında bulunduğu makamın hakkını, ilminin zekatını verircesine, insanlığın kanını emen global vakumların en büyük argümanlarından olan sigara hakkında “Sigaranın pek çok ilim adamı ve alim tarafından haram olduğu söyleniyor. Şahsen benim de kanaatim bu yöndedir” ifadelerini kullandı.
Bu ifadeleri bir Diyanet İşleri Başkanının ağzından duymak büyük bir milattır.
Değişen dünyamız yenilenen fetvalara, yenilenen fetvalar ise hakkı haykıran cesur yürekler ve ağızlara ihtiyaç duymaktadır.
Sayın Başkanın bu açıklaması bedelini sağlığı, parası, canı ile ödemiş ve dahi ödemeye devam eden tütün mağdurlarının ve ailelerinin duygularına tercüman olmuş, vicdani bir milat olarak tarihe geçmiştir.
Bilimin, aklın ve vicdanın dindeki karşılığını cesurca ifade buyuran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hocamız, açıklaması ile çağımızın vebasına en kavi darbelerden birini daha vurmuştur. Bu açıklaması ile memuriyetini, makamdan emeklilik ve bir vakit doldurma mecrası olarak gören zihniyetlere büyük bir ders vermiş, devlet kademeleri önce insan için vardır şuurunu dimağlara kazımıştır.
Bulunduğu makamı insanlığa hizmet adına bir imkân olarak gören sayın Erbaş’ı, bu çağın ihtiyacına merhem olan açıklaması için yürekten tebrik ediyor ve tütünle mücadeleye yeni bir ivme kazandırmasını temenni ediyorum.
Merak ediyorum:
Ülkemizde asgari ücret ile çalışan kişiler sağlık harcamalarına mı yoksa sigaraya mı daha fazla ücret ödemekte, bütçe ayırmaktadırlar?
Sağlık ve afiyet içinde kalınız.
Kaynak: Akşam
YORUMLAR