Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı
2018 yılı Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri kapsamında Gümüşhane Üniversitesi Kongre Merkezinde üniversite öğrencilerine yönelik “Naatlarla Hz. Peygamberimiz ve Gençlik” konulu konferans gerçekleştirildi.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan konferansa; Gümüşhane Vali Yardımcısı Aytaç AKGÜL, İl Müftüsü Osman AYAS, kamu kurum Müdürleri, STK’lar ile siyasi parti temsilcileri ve üniversite öğrencileri katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Osman AYAS şunları söyledi:
“Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı?”
Her yıl Mevlid-i Nebi Haftalarında yüzlerce program tertip ediliyor. Bu Haftanın amacı yalnızca Peygamberi anmak mı? Hayır. Önemli olan onu daha iyi anlayabilmektir. O anlaşılmadan bu dinin anlaşılması, mümkün değildir. Peygamber Efendimizi anarken O’nu ve mücadelesini iyi anlamamız lazım. Buradaki amacımız Peygamberimizin önderliğinde okuyan, düşünen, akleden ve yaşayan neslin tekrar dirilmesi için mücadele edecek bir gençliğin yetişmesini sağlamaktır. Gençlerimiz geleceğimizdir. Biz onu iyi anlayabilir ve iyi anlatabilirsek yarınlarımız bugünden çok daha iyi olacaktır” diye konuştu.
Akabinde Atatürk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet GÖKTAŞ tarafından ‘Naatlarla Hz. Peygamberimiz ve Gençlik’ konulu gerçekleştirildi. Peygamberimize yazılan naatlarla “O” nu anlatan GÖKTAŞ konuşmasında şunları söyledi:
Hz. Peygamberimiz gençlere önem verdiğini her defasında dile getiriyor. Bunu yaşantısında ve gençlere vermiş olduğu önemli görevlerden de anlıyoruz. Hz. Peygamberin etrafında onun davasında, mücadelesinde kendisine destek olan genç bir halka vardı. Hz. Ali keremullahi veçhe hicret esnasında Peygamberimizin yatağına yattığında 17 yaşında idi, Mus’ab b. Umeyr Mekke’deki gençler arasında en yakışıklı, varlıklı ve ihtişamlı bir hayata sahip iken peygamberimiz tarafından kendisine Kur’an öğretme, İslam’ı anlatma görevi verildiğinde bütün ihtişamlı hayatını bir kenara bırakarak kendisini bu yola vakfetmiştir. Bunun gibi onlarca genç sahabi vardır.
Her asırda olduğu gibi günümüzde de gençlerimizi kuşatan bazı sorunlar bulunmaktadır. Onların ümit ve ideallerini çalmak, heyecan ve enerjilerini istismar etmek isteyen hain eller vardır. Genç yüreklerle iletişim kanallarımızı kapattığımızda, nice sahte kurtarıcılar ve sanal âlemler onlara kapılarını açmaktadır. Cazip ve eğlenceli görünen, geçici menfaatler öneren başıboş bir dünya, gençlerin aile ve toplumdan kopmasına, mahremiyet sınırlarının çiğnenmesine ve bağımlılık tuzağına düşmesine sebep olacaktır.
Gençlerimizi tehdit eden bir diğer problem, zararlı akımlar ve zehirli ideolojilerdir. Bu durumda bize düşen, ister sanal âlemde isterse gerçek dünyada kurulan bütün tuzakları boşa çıkarmak için gençlerimize rehberlik etmek, onları inanç ve medeniyet değerlerimizle buluşturmak olmalıdır.
Naatlarla Hz. Peygamberimiz ve Gençlik
Peygamberimizin diğer bir adıda Hâlbuki bugün insanlık emanete hakkıyla riayet edemediği için küresel ölçekte bir güven bunalımı yaşamaktadır. Bireyler ve toplumlar arası ilişkileri sarsan, insanın tabiatla ilişkisini bozan ve dünyanın her geçen gün daha güvensiz hâle gelmesine sebep olan hâdiselerin ardı arkası kesilmemektedir. Oysaki Hz. Peygamber (s.a.s.), güvenmeyi ve güvenilir olmayı, kendisini model alan bütün müminlerin ayrılmaz vasfı olarak zikretmiştir. “Mümin, insanların canlarına ve mallarına zarar vermeyeceğinden emin oldukları kimsedir.” hadisi (Tirmizi, İman, 12.).
Güven olgusu, insanın hayatı boyunca ihtiyaç duyduğu temel bir duygudur. Çocuğu anne babasına sevgi ve saygıyla bağlayan, anne babanın şefkat ve merhameti yanında çocuğa sağladıkları güven ve huzurdur. Bu yüzden büyüklerimize saygılı olmalıyız. Anne ve babamıza öf bile dememeliyiz.