İlimizi ziyaret eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ramazan Muslu Din Görevlilerimizle bir araya geldi.
Programa; İl Müftümüz Hamdi Kavillioğlu, emekli İl Müftüsü Mustafa Varlı, İl Müftü Yardımcılarımız, İlçe Müftülerimiz, din görevlilerimiz ile Kur’an Kursu öğreticilerimiz katıldı.
Antakya İlçesi Nakip Camii İmam-Hatibi Musa Esatoğlu’nun Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda açış konuşması yapan İl Müftümüz Hamdi Kavillioğlu şunları söyledi: “Hatay’da 1092 cami, 15’i yatılı, 80 tanesi de 4-6 yaş Kur’an Kursumuz olmak üzere 470 Kur’an Kursumuz var.
4-6 yaş Kur’an Kurslarımızda 121 sınıfımızda 2500-3000 arası öğrencimiz ile var. Bu sayıyı 5000’lere çıkarma gayreti ve çalışması içerisindeyiz.
Hafızlık kursularımızda her sene ortalama 200 civarı hafız mezun olmaktadır. İnşallah hedefimiz 250-300 hafız mezun etmektir.
İl Müftümüz konuşmasının sonunda; “Davetimize icabetlerinden dolayı muhterem hocama şükranlarımı arz ediyorum. Toplantının hayırlara güzelliklere, manen derlenip toparlanmamıza, daha bir aşkla ve şevkle din hizmeti sunabilmemize vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum.” dedi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ramazan Muslu da konuşmasında, “Kur’an-ı Kerim’de insanın zikredilen özelliklerine vurgu yaparak; nefis terbiyesinde, nefsin istek ve arzularını kontrol atına alabilmek için dikkat edilecek hususları anlatarak şunları söyledi:
Kur'an-ı Kerim nefsin bazı sıfatlarından bahsediyor; “Nefs-i emmare”, kötülüğü emreden nefis. Bu en alt seviye, kötülüğü yapıyor ve pişmanlık da duymuyor. Bir üst seviye “nefs-i levvame”, bu mertebede ise kötülüğü yaptıktan sonra pişmanlık duyuyor ve kendisini sorguluyor. Sonraki seviye “nefs-i mülheme” de ise kötülüğü büyük oranda terk etmiş, kalp gözü ve basireti açılmaya başlamış, kalbine ve gönlüne bazı şeyler doğmaya başlamış. Bir iş yapacağı zaman kalbini gönlünü rahatsız ediyor, daha sonra o işi iyi ki de yapmadığını görüyor. Sonraki seviye “nefs-i mutmainne” yani kalbin tatmin olması. Nefis ile ilgili diğer mertebeler ise; nefs-i raziye, nefs-i mardiyye, nefs-i safiye..
Nefs-i emmare mertebesindeki bir kişi, örneğin bir kötülük işliyorsa muhatabına aynı kötülüğü yapma diyemez, dese de muhatabı üzerinde etkisi olmayacaktır. O halde bir Müslümanın başka birini irşat edebilmesi için mutlaka mertebesinin bir üstte olması gerekir.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ramazan Muslu’nun, Din görevlilerinin irşat hizmetlerini yürütürken etkili olabilmelerinin kendilerinden başladığını ifade ettiği program soru-cevap ile sona erdi.
Programın ardından Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ramazan Muslu başkanlığında İl Müftümüz ve İlçe Müftülerimizin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi.