Aziz milletimiz, istiklalimizin sembolü şanlı bayrağımız inmesin, hakikati âleme ilan eden ezanlarımız dinmesin, harim-i ismetimiz çiğnenmesin ve mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değmesin diye canıyla, malıyla ve bütün imkânlarıyla onlarca cephede destanlar yazmıştır. Zor şartlara ve imkânsızlıklara rağmen, inanç, azim ve sabırla verdiği bağımsızlık mücadelesini zaferle taçlandıran ecdadımız, iradesine vurulmak istenen prangaları kırmış ve milli iradenin gücünü tescil ederek Cumhuriyeti ilan etmiştir. Dolayısıyla Cumhuriyet, millet iradesini görmezden gelen ya da hiçe sayan hiçbir tavrın meşru olmadığının ve asla kabul edilemeyeceğinin de ilanıdır.
Şüphesiz milli mücadelede milletimizin en büyük dayanağı ve gücü, Allah’a olan sarsılmaz imanı, esareti asla kabul etmeyen yüksek karakteri, mukaddesatı ve değerleri uğruna mücadele etmeyi en büyük şeref sayan inancı olmuştur.
Cumhuriyetimizin 100. yılında bir kez daha ifade etmeliyiz ki; uğruna milli mücadele verdiğimiz değerleri diri tutarak nesillerimize aktarmak, birlik ve beraberlik duygularını pekiştirerek ortak değerlerimiz etrafında kenetlenmek, her daim milletimizin ve devletimizin huzur ve refahı için çalışmak, bu cennet vatanda yaşayan herkesin düne, bugüne ve yarına karşı en büyük sorumluluğudur.
Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum. Milli mücadelenin bütün kahramanlarını, geçmişten günümüze vatan ve mukaddesat yolunda canını feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Aziz milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor, bu güzel vatanda ilelebet özgürce ve kardeşçe yaşamayı bizlere nasip etmesini Yüce Mevla’dan temenni ediyorum.