Kars İl Müftülüğünce düzenlenen Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası Programı'nda konuşan Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti 2. Başkanı İhsan Açık, “Günümüz dünyasında camilerimizi imar etmek, irşat ve irfan mektebi haline getirmek, hayatın merkezine yeniden taşımak en önemli vazifemiz olmaldır.” dedi.
Kars İl Müftülüğünce "Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası" münasebetiyle "Peygamberimiz, Cami ve İrşat" konulu konferans düzenlendi.
Kars Turizm Kültür İl Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti 2. Başkanı İhsan Açık, konuşmacı olarak katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Hamza Bayram yaptı.
Ardından kürsüye gelerek konuşmalarını gerçekleştiren Kars Valisi / Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz, “irşat konusunda önemli bir konuma sahip olan camilerin, toplumun her kesimini kucaklayan kutsal mekânlar olduğunu söyleyerek: “Bir Müslümanın doğduğu andan itibaren ölene kadar camiyle ilişkisi vardır. Müslümanlar, camiye; Yüce Allaha yakın olmak için gider, toplumsal meselelere, sosyal meselelere vakıf olmak için gider. Kur'an-ı öğrenir, dinini öğrenir, İslami hayatı öğrenir. Bu anlamda camiler, birer eğitim yuvasıdır, irşat okuludur. İrşat okulunun eğitmenleri, öğretmenleri de elbette ilahiyatçılarımız, din görevlilerimizdir. Din görevlilerimiz, irşat konusunda özellikle günümüzde kendisine büyük bir sorumluluk düştüğünü bilmesi gerektiğine inanmalı ve bu alanda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıdır. Din görevlisi, yaratılışın ana amacının Allah’ı tanımak, kulluk etmek, Allah’a sevgiyle bağlanarak ibadet etmek olduğunu bilen kişidir. Güçlü bir imana sahip, dinî ve dünyevî yaşamda dengeli, insanlara faydalı olan, insanlar arasında birlik, beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma, sevgi, saygı duygularını geliştiren örnek bir şahsiyet olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle; âlemlere rahmet Peygamber Efendimizin mübarek doğum yıldönümüne erişmeyi nasip ettiği için yüce Rabbimize hamd ediyorum. Peygamber Efendimize, Ehlibeytine ve ashabına selam ve salatlarımı sunuyorum. Allah bizleri onların şefaatine nail eylesin. Mevlidi Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı tekrar kutluyor, milletimiz için, tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm din görevlilerimize görevlerinde üstün başarılar diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.” dedi.
Programda "Peygamberimiz, Cami ve İrşat" konulu konferansını vermek üzere kürsüye gelen Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti 2. Başkanı İhsan Açık, “Peygamberimizi anmak sadece bir gün ya da bir haftaya hasredilmemelidir. Hz. Peygamberi anlamak yılın her gününe mahsustur. Hz. Peygamberin ahlakı, temizliği, ibadet hayatı, ailesi ve çevresindekileri ile olan münasebetleri kısaca her hâli bizler için hayatımızın her safhasında örneklik teşkil etmektedir. Peygamberimiz bizler için en güzel örnektir. Kur’an’da ‘Allah’ın sevgisine mazhar olmanın Hz. Peygambere (s.a.s.) tabi olmaktan geçtiğinin’ vurgulanması, onun inananlar tarafından her zaman ve zeminde örnek alınmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu ahlaki değerleri fark etmek ve onları hayat tarzı haline getirebilmek hepimizin temel hedefi ve gayesi olmalıdır.” dedi.
Camiler cemaatiyle büyür
Pandemi döneminde cami cemaatlerinin azaldığını ve bunun imamları da üzdüğünü dile getiren Açık, “Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah’ın mescitlerini, camilerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkan kimseler imar ederler...’’ Evet, , camilerimizi inşa etmek önemlidir. Ancak asıl önemli olan, camilerimizi varlığımızla imar etmektir. Cemaat olarak camilerimizi imar etmemiz gerekmektedir. Şunu unutmayalım ki camilerimiz cemaatiyle büyür. Maalesef ki pandemi süreciyle birçok camimizde cemaatimiz azaldı. Belki bu arayı kapatan bir cami var. Kaybettiği yılların rövanşını mı alıyor bilmiyorum ama bütün dünyada sıkıntı (pandemi) varken bir cami müthiş şekilde sanki 80 yılın cemaatini tekrar tekrar toparlıyor. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne gidin sabah namazları dolu, öğle namazları dolu. Devamlı insanlar geliyor. O da 80 yılın hasretiyle mıknatıs gibi cemaat çekiyor." diye konuştu.
Cami merkezli bir irşada ihtiyacımız vardır.
Yüze dinimiz İslam’a davet görevi ve Müslümanları irşat etme vazifesi, Peygamber Efendimizden sonra ümmet-i Muhammed’in uhdesine verildiğini belirten Açık, “Bizim insanları irşat etmek gibi ulvi bir vazifemiz vardır. Günümüz dünyasında camilerimizi imar etmek, irşat ve irfan mektebi haline getirmek, hayatın merkezine yeniden taşımak en önemli vazifemiz olmaldır. Hz. Peygamberi örnek alarak cami merkezli bir irşadı gaye edinerek hizmetlerimizi yürütmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Açık, geçmişte yerleşim yerlerinin mezarlara yakın olduğunu ancak günümüzde giderek uzaklaştığını söyleyerek “Bize en büyük irşadı ölüm yapar aslında. Ölümü de hatırlamak mezarlıkları ziyaret etmekle mümkündür. Bu sebeple camilerimiz ve beraberinde bulunan kabirler de bizlere ölümü hatırlatarak aslında bir irşat vazifesi görmektedir.” dedi.
Açık, imkansızlıkları nedeniyle camileri olmayan coğrafyalardaki kimselerin yaşadıkları durumu gözler önüne sererek konuşmasını şöyle sonlandırdı.
"Dünyanın değişik yerlerinde cami görmeyen bir çocuğun cami hissiyatını hissetseniz asla camilerden çıkmazsınız. Onların kamışlarla yaptığı camiler hele ki sürekli yanarak ibadet etmenin zor olduğu camilere onlar 'burası cami' diye bir değer atfederler ve asla zarar vermezler. Çok büyük bir önem verirler ve bahaneleri bir kenara bırakarak irşat faaliyetlerine devam ederler.” dedi.
Program sonunda, Camiler ve Din Görevlileri Haftası yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.