Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlamasıyla ile ilgili bir mesaj yayınladı.
Başkan Erbaş, mesajında şu ifadelere yer verdi:
Recep ayı ile birlikte üç ayların rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş bulunuyoruz. İnanç, ibadet ve kültür dünyamızda önemli bir yeri olan bu mübarek mevsime bizleri yeniden kavuşturduğu için Rabbimize sonsuz hamd ediyoruz. Bu mübarek günleri hakkıyla değerlendirebilmek için Yüce Allah’tan inayet diliyoruz.
Hayat, insana bahşedilen büyük bir nimet ve değerli bir emanettir. Zaman ise varoluşun ve yaşamanın imkânına istinat olan eşsiz bir sermayedir. Zaman tasavvuru ve vakit bilinci, insanın hayata dair bütün tasarruflarının hareket noktasıdır. Zamana ve onun her bir anına atfedilen anlam, bireysel ve toplumsal hayatın mahiyetini, niteliğini ve kalitesini belirleyecek en temel etkendir. Güçlü bir farkındalıkla kadrini idrak edebilenler için ebedi kurtuluş fırsatı olan zaman, ondan gafil kalanlar için de bir hüsran sebebine dönüşebilmektedir. Bu durum, hayat boyu farkındalık gerektiren bir gerçekliktir. Bilinmelidir ki her an akıp gitmekte olan zamandan kendi payına düşen ömür sermayesini tüketirken insan, aslında ebediyete giden yolculuk için heybesini doldurmaktadır. Sonsuz âlemde insanın karşısına çıkacak olan şey, burada heybesine attıklarından başkası olmayacaktır. Bu yüzden Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de zamana ve onun belli vakitlerine yemin ederek bu değerli sermaye hususunda müminleri bilinçli ve duyarlı olmaya davet etmektedir. Zatına gereği gibi kul olabilmek için iman, salih amel, hak ve sebat noktasında daima müteyakkız olmaya çağırmaktadır.
İlahi iradenin tecellisi olması hasebiyle zaman, haddizatında her anıyla değerlidir. Ancak, bazı vakitler var ki onlar, hayat serüveni boyunca oluşması muhtemel sıradanlıklara karşı Müslümanlara yeniden bir canlılık ve motivasyon fırsatı sunmaktadır. İşte üç aylar, bizler için böyle bir anlam ve değer ifade etmektedir. Bizleri kendimizle yüzleştiren, muhasebe, tövbe ve yenilenme fırsatı veren bu aylar, içinde bereketli vakitler barındıran müstesna bir maneviyat iklimidir. Nitekim rağbetimizi sadece Rabbimize yönelterek yeni bir başlangıca milat kılacağımız Regaib Gecesi, bu ayların bir habercisidir. Peygamberimizin (s.a.s.) mucizevî yükselişine ve huzur-u ilahîde çeşitli müjdelerle karşılanmasına sahne olan Miraç Gecesi, bu ayların mübarek bir dilimidir. Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve inayetiyle müminler için af, mağfiret ve arınma vesilesi olan Berat Gecesi, bu iklimin bir esintisidir. Allah’ın kullarına merhametinin bir nişanesi olarak 14 asırdır insanlığın ufkunu aydınlatan hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirildiği Kadir Gecesi, bu iklimin bir zirvesidir. Hayatımıza sayısız güzellikler katan bu aylar, iyiliklere rağbet, kötülüklerden firkat ve büsbütün rahmet, bereket, mağfiret mevsimidir. Bunun için Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bu aylar başladığında “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazana kavuştur” diye duada bulunmuştur.
Kuşkusuz bu mevsimden hakkıyla istifade edebilmenin yegane yolu, sarsılmaz bir iman, kayıtsız bir teslimiyet ve samimi bir gayretten geçmektedir. Zira bizleri dünyanın aldatıcı ve oyalayıcı meşgalelerinden kurtarıp bu mübarek mevsimin manevi atmosferine gark edecek en büyük imkanımız, yüce Rabbimize olan imanımızdır. O’na verdiğimiz söze sadakatimizdir. O sözün gereklerini yerine getirme hususundaki gayretimizdir. Öyleyse bu ayları bir daha elimize geçmeyecek eşsiz bir fırsat olarak görüp onların manevi atmosferinden azami derecede istifade etmenin yollarını aramalıyız. Tövbe, istiğfar ve dualarımızla Rabbimize yönelerek imanımızı ziyadeleştirmenin, sadakatimizi pekiştirmenin, kulluğumuzu güzelleştirmenin ve hayatımızın her anını inancımıza şahit kılmanın gayreti içerisinde olmalıyız.
Bu vesileyle idrak ettiğimiz üç ayların hayırların fethine ve şerlerin define vesile olmasını temenni ediyorum. Müslümanların birlik ve beraberliği, yeryüzünün barış ve huzuru için dua ediyorum. Yüce Rabbimiz, bu mübarek gün ve gecelerde yaptığımız dualar hürmetine bizleri, âlem-i İslam’ı ve tüm insanlığı her türlü afetten, musibetten ve kötülükten muhafaza eylesin. Bizleri hem dünyada hem de ahirette rahmet, bereket, af ve mağfiretine nail eylesin.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı