Sınavsız ilitama farklı bir bakış.

Sınavsız ilitama farklı bir bakış.

SINAVSIZ İLİTAM MESELESİNE FARKLI BİR BAKIŞ

06 Mayıs 2018 - 22:40 - Güncelleme: 06 Mayıs 2018 - 22:49

SINAVSIZ İLİTAM MESELESİNE FARKLI BİR BAKIŞ

Bildiğiniz gibi, ilahiyat önlisans mezunları için sınavsız İLİTAM (İlahiyat Lisans Tamamlama) 02.05.2018 tarihi itibarıyla kabul edildi. Bu bir başarı mıdır, hak mıdır yoksa haksızlık mıdır gibi tartışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu yazımda, konu ile tarihi süreç içerisinde yaşanan bazı bilgileri kısa ve öz olarak aktardıktan sonra kendi kanaatimi de sizlerle paylaşacağım.

Din görevlilerinin "bilgi düzeyini yükseltmek ve daha nitelikli bir din görevlisi yetiştirmek" amacıyla DİB'nın talebi üzerine ilk defa 1988 yılında İlahiyat Meslek Yüksek okulları örgün olarak açılmış ancak 1998 yılında malum sebeplerden dolayı bu okullar kapatılarak yerine Açıköğretim İlahiyat Önlisans programı kurulmuştur.

Yeni açılan bu önlisans programından imam-hatip lisesi mezunu olan herkes faydalansın diye, 2000 yılından itibaren sınavsız geçiş hakkı da verilmeye başlanmıştır. Bu hak sonucunda din görevlilerinin birçoğu "açık öğretim" yoluyla yüksek okul mezunu olmuştur. Nitekim son dönemde yapılan araştırmalara göre, din görevlilerinin yaklaşık %60'ı ilahiyat önlisans mezunudur.  

Acaba, İlahiyat önlisans diploması din görevlilerine gerçekten bir fayda sağlamış mıdır! İlahiyat önlisans programının amaçları arasında, "kişilerin ilahiyat alanındaki bilgilerini artırmayı amaçlamaktadır​" ifadesi yer alır. Mezun olabilmek için de, 4,00 üzerinden en az 2,00 not ortalamasına sahip olmak yeterlidir. Yani bu programda verilmekte olan ilahiyat alan bilgisinin yarısını "test mantığıyla" geçmiş olmanız, ilahiyat önlisans mezunu olabilmeniz için yeterlidir. Dolayısıyla, ilahiyat önlisans mezunu olmuş olmanın, elbette din görevlilerine az da olsa bir faydası olmuştur, ancak sadece "ilahiyat alan bilgisi öğretmeyi" amaçlayan bir program sizce DİB'nın beklentilerini karşılamakta mıdır? "Bilgili din görevlisi yetiştirme" beklentisini kısmen karşılasa da, "nitelikli din görevlisi yetiştirme" hedefi bakımından kesinlikle hayır.

Gelelim İLİTAM programlarına. İlahiyat önlisans eğitiminin din görevlileri için yetersiz olduğu anlaşılmış ki, 2006 yılından itibaren Ankara Üniversitesi İlahiyat fakültesinin başlattığı uzaktan eğitimle İlahiyat fakültesi mezunu olma imkanı zamanla farklı üniversitelere de yayılmaya başlamıştır. Ancak burada da bilgili olmak ile nitelikli ve kabiliyetli olmayı ayırt edememişiz. İlahiyat lisans derslerinin bir kısmını uzaktan eğitim ile vererek, sadece dini bilgileri ezberleyip test sınavlarında başarılı olmak şartıyla Lisans diploması vermeyi hedefleyen bir program sizce DİB'nın ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir nitelikte midir? Aynı şekilde bu programın da, "nitelikli, öğrendiği bilgiyi araştıran ve sorgulayan bir din görevlisi yetiştirme" hedefinden çok uzak olduğu açıktır.

Gelelim DGS sınavlarına. Dikey Geçiş Sınavları, ilahiyat önlisans mezunu olan bir kişinin, 4 yıllık lisans programlarına geçiş yapabilmesini sağlayan ve 2000 yılından beri uygulanan bir sınavdır. ALES sınavına da benzeyen bu sınavın temel amacı; Lisans eğitimine başlamak isteyen öğrencilerin okuduklarını hızlı ve doğru bir şekilde anlama kabiliyetlerinin ve sayısal-sözel içerikli mantık yürütme becerilerinin ölçülmesidir. Bu sınavda başarılı olabilmenin en etkili yolu ise anlayarak çok kitap okumaktır. Yani bu sınav bize diyor ki arkadaş; Lisans mezunu olabilmek için sadece kuru ezber ve test mantığını iyi bilmek yeterli olmaz, okuduğun bilgiyi hızlı ve doğru bir şekilde anlayabilmen ve bilgileri mantıklı bir şekilde yorumlayabilmen, fikir yürütebilmen gerekir. Bana göre bu sınavın, ister lisans ister önlisans olsun üniversite okumak isteyen herkese uygulanması gerekir. Ancak bizim eğitim sistemimiz "Bilgiyi ezberle, 2 veya 4 yıl oyalan sonra diploma denen kağıt parçasını al" mantığına dayalı olduğu için, sistemde köklü bir değişiklik olmadığı sürece bu da imkansızdır.

Şimdi değerli meslektaşlarım. Sizden biri ve aynı zamanda İLİTAM mezunu bir kardeşiniz olarak kendi kanaatimi arz etmek istiyorum.

Asıl gayesine aykırı olarak DGS gibi bir sınavın, İlahiyat önlisanstan İlahiyat Lisans programına geçişte sırf insanları biraz daha oyalamak ve döner sermayeden para kazanmak maksadıyla uygulanmasının gerçekten bir mantığı yoktu. Çünkü önlisansta iken çıkmış soruları çözerek ve sınav zamanları ezber yaparak mezun olan bir kişinin, sanki DGS sınavından sonra başladığı Lisans programında daha fazla sorgulaması, fikir yürütmesi, kitap okuması ve mantıklı cümleler kurması mı istenecek! Hayır. Çünkü sistem böyle.

O halde değerli hocalarım, madem bu eğitim sisteminin tek gayesi elindeki "Diploma" denen kağıt parçasının değerini yükseltmek için eğitimin her safhasında ezberle oğlum ezberle diyorlar, böyle bir sınava ne gerek var. Bırakalım adına "Lisans Diploması" denen şu kağıt parçasını almak isteyen herkes alsın. Alsınlar da bir işe yaramadığını onlar da görsünler.

Ümidim odur ki, bir gün zekayı körelten, bencilliği aşılayan ve insanı köleleştiren bu eğitim sistemi, haybeye dağıtılan diplomalar sayesinde tamamen çöker ve bunun yerine öğrenilen her bilgiyi sorgulayabilen, fikir üretebilen, kitap okumayı bir alışkanlık haline getirmiş, topluma hizmet etmeyi gaye edinmiş "nitelikli" din görevlilerini yetiştirecek yeni bir eğitim sistemi kurulur. Aksi taktirde "diplomalar" için birbirleriyle yarışan hipodrom atlarından bir farkımız kalmayacak.

Nurettin KÜÇÜK

Samsun 19 Mayıs İlçesi,

Yörükler GELERİÇ Cami İmam-Hatibi

YORUMLAR

  • 17 Yorum
  • yahya sağlam
    6 yıl önce
    Değerli kardeşlerim dgsiz ilitamdan dolayı birbirimz hakkında yazılan yazılar tenkitler hiçbir zaman doğru değil.Önemli olan kişinin akıl,bilgi,teknik ve teknolojiyi Kur an ve sünnet yolunda kullanarak kendisin i ilmiyle amil hale getirmektir.Burada kimsenin hakkı yenmemektir.Esas olan ilim tahsil etmek isteyenlerin önünü açmaktır.Bizim mesleğimiz hiçbir zaman maddeyle ölçülecek bir meslek değildir.Ayrıca sınavlar ne şekilde yapılırsa yapılsın siz kendinizi yetiştirmediğiniz müddetçe diplomanızın bir değeri olmayacaktır.Önemli olan eğer bir konuda özellikle diyanet camiasında hizmet verecekseniz ilmi acziyetiniz olmayacaktır.Onun için bu konuda kıskançlık gösteren kardeşlerimize şunu hatırlatmak isterim.Biz beşikten mezara kadar ilim tahsil etmek mecburiytindeyiz.Bence her hangi konuda ilim tahsil etmek istiyorsa o kimselerin önü açılmalıdır.Bu herkes için olmalıdır.Ama bunun herkes için olacağına inanıyorum.Burada bir ayrıcalık söz konusu olmamalıdır.Selam ve dua ile.
  • bir öğretmen
    6 yıl önce
    yazıklar olsun! gemisini kurtaran kaptan değil mi? diyanet personeli olamadık diye sizden az mı hak sahibiyiz sanıyosunuz çocuklarınıza öğretmenlik yapmaya yeterliyiz de bu hakka yetersiz miyiz hakkım haram zıkkım olsun
  • bhr yildiz
    6 yıl önce
    Siz nicin okudunuz o zaman ilitami sen cok kitapmi okuyorsun bende cok okuyorum kitap okurum uc dort defa girdim dgs ye her defasinda cok kucuk puan farkiyla kaybettim iki puan bir puan uc puanla kazanamazsak bizim hakkimiz yokmu okumaya ilitami yok kagit parcasiysa sen o zaman yirt at diplomani ilahiyat lisanstan yararlanma katsayi farkini alma boyle mantik olmaz senin yazini okudugum zaman acaba bu dunyada fesatmi olmak gerekir
  • İsmail
    6 yıl önce
    Sınavsız ilitamı çıkaranlara hakkımız helal değildir bunu bilsinler. Böyle adaletsiz bir şekilde sınavsız ilitamı bitirsende emin ol bu diplomanın hayrını göremeyeceksin
  • HASED YOK
    6 yıl önce
    HASEDÇİLİK YAPMAYALIM LÜTFEN.DİĞER KURUMLAR BUNU YILLAR ÖNCE TAMAMLADI.GİRERİZ SINAVLARA BAKALIM ÖRGÜN OKUYANLARI GEÇEMEZSEK BİZ GEÇEMEYELİM.
  • Nurettin Küçük
    6 yıl önce
    "Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Nitelik ve kalite bakımından yükseköğretimi yapılandırmak için çalışmalar yapıyoruz." dedi. Yazıda sürekli vurgu yapılan "eğitim sistemindeki nitelik eksikliği" problemi işte buydu. Çalışmalar hayırlara vesile olur inşallah.Sırf diploma için niteliksiz eğitim verilecekse, DGS kalkmış kalkmamış ne önemi var.
  • hilmi ak
    6 yıl önce
    nedir bu cekimsizlik yaziklar olsun neolur butun arkadaslarimiz okuyunca kiyametmi kopar.nedir bu haset çok yazik çok yazik biz bu dusunceyle hic bir yere varamayiz.insallah hasedinizden dolayi catlayip patlayin olurmu.
  • The imam
    6 yıl önce
    Bizler dgsyi kazanıp alnımızın teriyle şehir dışında ilitamı bitirmiş insanlarız. Biz çilesini zahmetini çektik masraf edip şehir dışında altı ayda bir finallere gidip güç bela mezun olduk. Örneğin ben diyarbakıra defalarca gidip geldim uçak otele türlü masraflar ettim ve benim gibi binlercesi. Allah aşkına bizim günahımız neydi? şimdi siz oturduğunuz yerden sınavsız olarak birde kendi şehrinizde okuyacaksınız. Allahtan reva mı bu sizleri Allaha havale ediyoruz.
  • Nurgul
    6 yıl önce
    Cok kiymetli bilrkisi yazdiginiza gore fikir yurutebiliyorsunuz bizler 28 subat magduru oluportumuz sebebiyle vedde sizler gibi bagnaz fikirliler yuzunde ogrendigimiz hićbir seyi belgelendiremedik bu yuzden fahrilikten kadroya gecenler kadar sansli olamadik (buna sans demiyim en buyuk sansimiz tabikide kuranla mesgul olmamiz)simdi en cok itiraz edenler yine fahrilikten kadroya gecenler birakinda herkes bildigini yapsin hangi diplomayi alursan al kendini egittigin kadarsin vesselam
  • Ebu Zer
    6 yıl önce
    Arapça sı iyi olanlar hep kökeni cemaatlere dayanan kişiler. Yakın zamanda sınavsız ilitam ile görevde yükselen hep cemaatçiler olacak. Parayı Diyanet ten alıp fetvasını cemaatine göre veren kişiler. Aslında Diyanet ayağına kurşun sıkıyor.. Mevcut tahsilli olan lisans mezunlarının değerlendirilmesi gerekir. Sınavsız murakıplık vaiz lik gibi. Yoksa bu iş kurum içinde büyük FİTNE oluşturacaktır. Ve artık Diyanet in geleceği cemaatlere bırakılmıştır.. Yaşanan 15 Temmuz dan yanlış mesaj alınmış anlaşılan..
  • ...
    6 yıl önce
    Cemaat derken buna bütün cemaatleri katamayiz. Ülkemizde 15 temmuzda en önde darbeye karşı koyan cemaat mensubu vatandaşlarımız var. Ayrıca fetva cemaate göre verilmez çok büyük bi bilgi eksikliginiz var cemaatler hakkında. Kitaba göre fetva veren zaten kendisi uydurdu demektir
  • slm
    6 yıl önce
    hocam bırakalım cemaat cemaat adamlar başarılı kendimizi yetiştirelim birde 15 tummuzu yapanlarla her cemaati bir tutarsak hata yaparız
  • Ordu
    6 yıl önce
    DGS gibi kolay bir sınavı kazanamayan insanlar bırakın hasekiyi okumasınlar. Sadece Arapça bilen cahil insanlar mı yetiştirme amacındasınız
  • 32
    6 yıl önce
    Yazık.sen de okumuşsun.sana bir şey katmamış .o zaman bu sistemle kimseye bir faydası olmaz.öylemi.bardağın dolu tarafına bakmak zor geliyor.açıktan öğretimi küçümsemek bir moda oldu.hele üstün görmeler cabası.az yada çok açık öğretim örgün okuyamayanlara bir fırsattır.Müfredattaki Kitapların tamamını okumuş olanlardan biri olarak ben çok şeyler öğrendim.uyguladım .yaşıyorum.ve pek çok insanda faydasını az yada çok görmekte.zaten sahada uygulama halindesin. Örgün okusan görevde aksamalar olacak.okumak isteyene sunulmuş bir fırsatı neden küçük görüyorsunuz.herkes hissesine düşeni alır.selam ve dua ile...
  • İlim
    6 yıl önce
    Degerli hocam dedikleriniz dogru tarafi var en azindan haseki okumak isteyen arkadaslar icin bir firsat dogdu.ilitamin faydasi olmasada haseki okuyacaklar icin onlerindeki engeller kalkmis oldu.
  • Bünyamin
    6 yıl önce
    Bence bu yazıyla genelleştirme yapılmamalı.nitelikli arkadaşlar vardı.bunlar okulu dışardan bitirdiğinden başarısız oluyorlar.ama bu mesleğim temeli olan kuran ve Arapça eğitimleri iyi arkafaslardır.sanki örgün okuyanlar hepsini öğreniyormuş gibi bir yazı olmuş bence değil.içerisi boşaltılmış bir eğitim . ister örgün ister ilitam olsun fark etmez.
  • Sibel karademir
    6 yıl önce
    Nerde okuduğunu bakılmaksızın bilgiye bakılarak her insanı sınavı katsalar da ihtiyaç miktarincasini alsalar ya da ihtiyaç duyulan miktarınca kişi egitilse
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x