Bazen insan çok acayip durumla karşılaşabiliyor, tıpkı ışık oyunu gibi bir şey bu. Nereden baktığına, nasıl yorumladığına göre değişip duran bir durum. Çok da yorar insanı; şöyleydi böyleydi gibi bir sürü zihni çalışma içinde bir oyana bir bu yana savrulur durur insan. Böyle bir durumda ne yapmalı, nasıl okumalı bu süreci veya hiç takılmadan üzerinden atlayıp geçmeli mi? Sen istesen de istemesen de kaçamazsın bu zihni müsabakadan bu sebeple son varsayımı yani üzerinden atla geç gibi avutucu durumu hiç konuşmayalım. Burada sadece olumlu bakma, olumsuz değerlendirme üzerinde durmakta yarar görüyorum yazıyı da bu ameliyeyi esas alarak yazıyorum.
Psikologlar daima olumlu düşünmenin insanı olumlu yönde etkileyeceğine dair ısrar ede dursun bu her zaman geçerli olmayabiliyor. Elbette buradan bir arabesk çıkaracak değilim fakat üçüncü bir sentez olarak olumlu amayı da eklemek istiyorum ki burada tamamen bunu yapacağım. Bu gibi durumlarda siz gayretinizi yansıtmış, yapılacakları kendi açınızdan yapmış olabilirsiniz fakat dış faktörlere bu gayretiniz yetmez ve aslında siz bu dış faktörleri ya küçümseyip yok saydığınızdan ya da o kadarını beklemediğinizden veya sizin de tesirinizle bu dış faktörlerin bileşke oluşturmasından dolayı sizin gayretiniz işte bu bileşkeye mağlup olmuştur. Evet siz bütün gerekleri yerine getirdiniz gayret ve neticede bir problem yok ama işte sadece bu yetmiyor kendinizle ilgili olduğu kadar bu dış faktörleri de kontrolünüzde bulundurmak, dikkate almak ve onların bileşke oluşturmamasına da çalışmak zorundasınız yoksa koskoca çabayı gölgeleyip mahveder. Burada olağanüstü çalışmak gerekmez yalnızca geniş çaplı bir çalışma yürütmek bu çalışmanın her anının planlı programlı olmasına dikkat etmek ve sürekli analizler yaparak süreci an be an takip etmek gerekecektir. Elbette bu çalışma çok yoğun ve kapsamlı olacağından yoracak ama pişirecektir. Sonradan oluşacak zihni yorgunluktansa bu yorgunluk her zaman tercih edilir ki kişi yoğunluktan yorulmaz sadece zihnen yorulur yoğunluk zihni yormayacağı gibi dinlendirip dinç kalmasına sebebiyet verir. Kur’an’ı Kerim’deki inşirah suresinin anlamı da bu olsa gerektir.
Olumsuz değerlendirmeye gelince kendi yaptıklarını değil de oluşan ya da sebebiyet verdiğin dış faktörlerin bileşkesine mağlup olup istediğin neticeye ulaşmamış olmanı tamamen dış faktörlerin etmenleri üzerinde durup yani oradan bakıp kendi çalışmanı da işin içerisine koyup netice odaklı bir değerlendirme yapmaktır. Elbette her şey neticesi itibarıyla değerlendirilir. Hatta laga luga yapma kardeşim sonuç ne sonuç diye çıkıştığımız zamanlar olmuştur. Belki işin bahanesi belki ben yaptım tesellisidir size sunulan ama netice işte netice. Burayı fazla abartmadan aynı zamanda es geçmeden çok iyi değerlendirmek gerekir. Elbette bu yapılanı geri getirmeyecek ama bundan sonraki adımlar için önemli bir enerji birikimine vesile olacaktır. Bu değerlendirmeyi abartıp gereksiz enerji kayıplarına yol açmak telafisi mümkün olmayan zararlara selam çakmaktan başka işe yaramayacaktır. Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olma hesabı dedikleri tam da bu olsa gerektir. Burada kadercilik yapıp ne yapayım kardeşim vurdumduymazlığı ile dış faktörlere sessiz kalmak bundan sonraki mağlubiyetlere abone olmaktır, bunun da altının kalınca çizilmesinde fayda var. Burada kütüphaneler dolusu kitapların anlatacağı bir tecrübe deryası var bundan içmek gerekir mataraları doldurmak faydalanabileceğimiz kadar faydalanmak gerekir. Akil insanın işidir ki o her şeyi okul görür, o yüzdendir ki hayat bir okuldur. Görebilene köre ne!!!