Geçtiğimiz yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan hileli gıdalar listesinin ardından Bakanlık taklit gıdalar ile ilgili yeni bir laboratuvar çalışması başlattı. Bu çalışma ile birlikte, 2012 yılından bu yana tespit edilen 1238 firmaya ait 2 binin üzerinde üründe tağşiş ya da taklit yapıldığı ortaya çıktı. Bakanlık tarafından yapılan titiz çalışmanın sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı ve hileli ürünler listesi yayınlandı. Listede en çok dikkat çeken ürünler arasında domuz etinden üretilmiş sucuk, köfte harcı ve salam yer alıyor. Türkiye'de birçok şubesi olan marketler zincirinde de satılan bu ürünleri üreten firmaların faaliyet gösterdikleri yerler ile birlikte isimleri açıklanırken, firmalar arasında ünlü GURME et ürünlerinin ön planda olması dikkat çekiyor. (13 Ekim 2019 tarihli Sabah Gazetesi, 1. Sayfa) Biz de bu haberlerden yola çıkarak bu yazımızı Helal Gıda üzerine oluşturmaya karar verdik.
1332-1406 tarihleri arasında yaşamış bulunan İslam Düşünce Tarihi’nin en önemli alimlerinden olan İbn Haldun, Mukaddime adlı meşhur eserinde beslenme ve ibadet ilişkisi üzerinde durur ve bu konuda oldukça ilginç teklifler ileri sürer. Buna göre aşırı tokluk ve açlık insanın metabolizmasını derinden etkileyeceğinden huzurlu bir şekilde ibadet etmenin beslenmeyle yakından alakalı olduğu tesbitini yapan İbn Haldun, ayrıca helal gıda ile beslenmeyen ve buna dikkat etmeyen kimselerin ibadet hayatının da olumsuz etkileneceğini belirtir. “İyilik insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür; kötülük insanı kötülüğe kötülük de cehenneme götürür.” (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104) Hadisinden yola çıkan İbn Haldun, helal olmayan gıdaların ve helal hassasiyetinin kaybedilmesi durumunda kişiye ibadet etme ve iyilik yapma fırsatının sunulmayacağını eserinde genişçe izah etmeye çalışır.
Helal Gıda konusu neredeyse bütün İslam alimlerinin üzerinde titizlikle durduğu, bu konuda eserlerinde müstakil başlıklar açıp konuyu en ince detaylarına kadar işledikleri görülmektedir. Özellikle hileli gıda haberlerinin artması, başta gıda ve ilaç sanayi olmak üzere helal hassasiyetinin bu işi yapanlarca bilinmiyor ya da dikkat edilmiyor olması günümüz Müslümanlarını oldukça endişelendirmiştir. Bu endişe Helal Gıda konusunda üniversitelerce çeşitli sempozyumlar düzenlenerek dile getirilmiş hatta ülkemizde başta olmak üzere dünyada Helal Gıda Sertifika üzerine kuruluşlar oluşturulmuştur. Hatta bu konuda ülkemizde 18 Kasım2017 tarihinde çıkarılan 7060 sayılı kanuna göre Helal Akreditasyon Kurumu kurulmuş bu kanuna göre bu kurumun çalışma prensipleri belirlenmiştir.
Beslenme, dolayısıyla gıda maddeleri insanın vazgeçilmez tabii ve temel ihtiyaçlarından biridir. Bu sebeple birçok bilim dalını uzaktan veya yakından ilgilendirdiği gibi dinlerin, bu arada İslam dininin de belli açılardan ilgi alanı olmuştur. Bunun sebebi, beslenmenin gerek kaynak gerekse sonuçları itibariyle insanın beden ve ruh sağlığını, üçüncü şahısların haklarını, hatta bazı yönlerden sosyal düzeni yakından ilgilendirmesidir. (TDV İlmihal, İstanbul 1999, Il, 32-33.) Helal gıda ile beslenmek dinde önemli olduğu için helal ve haramın belirlenmesinde hassasiyet göstermek gereklidir. Zira beslenme insanın fizik yapısı kadar şahsiyetini, dini hayatını ve ibadetini de etkilemektedir. Kur'an'ın helal ve temiz şeyleri yemeyi ve peşinden salih amel yapmayı emretmesi beslenme ve ibadet ilişkisini anlatması bakımından manidardır. Bunun yanında Hz. Peygamber'in helal lokmaya teşvik etmesi, helal ile beslenmeyenin dua ve ibadetinin kabul edilmeyeceğini ifade etmesi de konunun dikkatle incelenmesini gerekli kılmaktadır . Kur'an'ın haram ve helal olan bazı gıdaları sayarken iyi ve temiz şeylerin (tayyibat) yenmesinin helal, pis ve kötü (habais) şeylerin yenmesinin ise haram olduğu yolundaki genel ve ilkesel ifadesi temiz ve pis olanın belirlenmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Genel olarak helal ve haramı, özel olarak da gıda ürünlerinden helal olan ve olmayanları belirlemede İslam hukukçuları bazı kriterler geliştirmişlerdir. Kriter belirlemede sorulması gereken temel soru, "bu nesne neden helal veya neden haramdır? Şeklinde olacaktır. Buna verilecek cevap ise "çünkü nassta geçmektedir, çünkü temiz (tayyib) veya pis (habis) grubunda yer almaktadır, çünkü taabbüdJ:dir, çünkü genel olarak fayda veya zararı vardır, çünkü örf ve telakki bu şekildedir, çünkü israftır, çünkü kamu yararı bu yöndedir" tarzında olabilir. Bu soruların - taabbud gibi- bir kısmı mevcut helal ve hararnı anlamaya yöneliktir. diğer kısmı ise Hz. Peygamber'in vefatından yani vahiy süreci tamamlandıktan sonra ortaya çıkan ürünlerin hükmünü belirlemek içindir. Aslında helal ve hararnı belirleme yetkisi Allah' a ait olduğundan bu konuda temel kriter nass ve taabbüdiliktir8. Bu açıdan bakıldığında diğer kriterler ise hikmet kabilindendir. Yani akılla kavranabilen gerekçelerinin ve hikmetlerinin ötesinde, bütün ilahi buyruk ve yasakların Allah'ın iradesine samirniyetle teslim olanları diğerlerinden ayırt eden bir sınav oluşturma hikmet ve amacında birleştiği de göz ardı edilmemelidir. Bir başka ifadeyle, "İslam dininde bazı yiyeceklerin haram kılınmış olması, çeşitli hikmet ve amaçlarla açıklanabilir. Ancak bu açıklamaların, yasağın hakiki sebebi ve yeterli açıklaması olduğunu iddia etınek doğru olmaz. Gerçek nedeni bilen sadece Allah olup, kulların Allah'ın emir ve yasaklarına itaat etıne yükümlülüğü bulunmakla birlikte, İslam'ın her bir emir ve yasağının makul bir anlam ve sebebinin de bulunduğundan hareketle bunların neler olabileceği üzerinde düşünüp araştırma yapmaları yasaklanmamış, aksine teşvik edilmiştir". Buradan hareketle İslam hukukçuları helal ve haram kılınan gıda maddeleri konusunda da ta'lil yöntemine başvurmuş, Kur'an ve Sünnet'te yer alan ve "asl" konumunda bulunan hususlara “fer" durumunda olanları kıyas ederek helal ve haram listesini belirleme yoluna gitmişlerdir. Ancak illeti veya münasip vasfı tespit edilmeyen helal ve haramlar asli yapısı olan "taabbudilik" üzere kalmıştır. Burada zikredilen kriterlerin bir kısmı da esasen kıyas konusunda illet olmaya elverişli vasıflardır. (Kahraman, Abdullah
Gıda Ürünlerinde Helal ve Haramı Belirleme Yöntemi, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2012, cilt: XVI, sayı: 1, s. 453-478.)